Mesajı Okuyun
Old 15-11-2011, 12:41   #4
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

İlamda faizden sözedilmese bile (takip tarihinden değil) karar tarihinden itibaren faiz istenilebilir.

Bakınız: http://www.turkhukuksitesi.com/showp...55&postcount=4

ve

Alıntı:
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi

2009/13762 E.
2009/22256 K.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki her iki taraf vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

1- Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,

2- Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Takip dayanağı olan ilamda faizin başlangıcı konusunda bir hüküm bulunmaması halinde karar tarihinden itibaren faiz istenebilir.(HGK.nun 05.04.2000 tarih ve 2000/12-739 E. - 2000/746 K.) (HGK.nun 04.07.2001 tarih ve 2001/2-565 E.) Bu durumda istenebilecek olan faiz, 5335 Sayılı Yasa ile değişik 3095 Sayılı Yasanın 1. maddesinde düzenlenen yasal faizdir. Mahkemece borçlunun itirazının yasal faiz oranları dikkate alınarak denetlenmesi gerekirken, karar tarihi ile takip tarihi arasındaki dönem için taraflar arasında yapılan sözleşmedeki temerrüt faiz oranlarını esas alarak hesap yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm tesis edilmesi doğru olmadığı gibi, kendisini vekille temsil ettiren ve şikayeti kısmen kabul edilen borçlu yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi de isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 12.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.