Mesajı Okuyun
Old 04-01-2007, 16:53   #5
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
E. 2001/6263
K. 2001/6599
T. 8.10.2001
• SOSYAL SİGORTALAR KURUMU MÜFETTİŞLERİNCE DÜZENLENEN TUTANAKLAR ( Aksi Sabit Oluncaya Kadar Muteber Olması )
• SİGORTALILIK BAŞLANGIÇ TARİHİNİN TESPİTİ ( İşe Giriş Bildirgesinin Kuruma Verilmiş Olmasının Sigortalının O İşyerinde Birgün Süre İle Çalıştığına Karine Teşkil Etmesi )
• KARİNE ( İşe Giriş Bildirgesinin Kuruma Verilmiş Olmasının Sigortalının O İşyerinde Birgün Süre İle Çalıştığına Karine Teşkil Etmesi )
• İŞE GİRİŞ BİLDİRGESİ ( Bildirgenin uruma Verilmiş Olmasının Sigortalının O İşyerinde Birgün Süre İle Çalıştığına Karine Teşkil Etmesi )
• TANIK DİNLENMESİ ( Davacının İşe Giriş Bildirgesinin Verildiği Tarihte Fiilen Çalışıp Çalışmadığının Kuşkulu Olması Nedeniyle Tanık Dinlenmesi )
506/m.130
ÖZET : Kurum müfettişlerince düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar muteberdir. İşe giriş bildirgesinin kuruma verilmiş olması, sigortalının o iş yerinde bir gün süre ile çalıştığına karine teşkil ederse de, bu karinenin aksi her zaman kanıtlanabilir.

Müfettiş tutanağına göre, davacının sigortalılık başlangıcına esas olmak üzere işe giriş bildirgesinin verildiği tarihte fiilen çalışıp çalışmadığı kuşkulu olduğundan, tutanakta imzası bulunmayan davacının, bu tarihte çalışıp çalışmadığının kanıtlanması açısından, davacı, tanık dinletebileceği gibi, mahkemece re'sen dahi araştırma ve inceleme yapılmalıdır.

DAVA :

Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 1.6.1975 olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, davalılardan Sosyal Sigortalar Kurumu Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen, raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

KARAR : Sosyal Sigortalar Kanununun 130. maddesi hükmüne göre Kurum müfettişlerince düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar müteberdir. Dosyada mevcut müfettiş tutanağında, davacının ifadesinin alınmadığı gibi imzasının dahi bulunmadığı görülmektedir. İşe giriş bildirgesinde işveren olarak gözüken Yusuf, müfettişe verdiği ifadesinde inşaatı, müteahhit Ahmet'e yaptırdığını, sigortalıyı, inşaatın son zamanlarında gördüğünü söylemektedir. Tutanağa göre, inşaat sa.hibinin, davacının çalışmalarıyla ilgili kesin bir bilgiye sahip olmadığı açıktır. İşe giriş bildirgesinin Kuruma verilmiş olması, sigortalının o iş yerinde bir gün süre ile çalıştığına karine teşkil ederse de, bu karinenin aksi her zaman kanıtlanabilir. Müfettiş tutanağı içeriğine göçe davacının sigortalılık başlangıcına esas olmak üzere işe giriş bildirgesinin verildiği tarihte fiilen çalışıp çalışmadığı kuşkuludur. O halde davacının, işe giriş bildirgesinin verilmiş olduğu tarihte çalışıp çalışmadığının kanıtlanması gerekmektedir.

Müfettiş tutanağında, çalışmanın fiilen gerçekleşmediğine ilişkin, davacının imzası bulunsaydı aksinin ancak eşdeğerde yazılı delillerle kanıtlanması gerecekti. Ne var ki tutanakta, davacının imzası olmasa bile tutanağın delil gücünü taşıdığı açık seçiktir. Tutanakta, davacının imzası bulunmadığına göre, davacının tanık dinletebileceği tartışmasız olduğu gibi mahkemece, gerçeğin ortaya çıkarılması bakımından re'sen dahi araştırma ve inceleme yapılmalıdır.

Somut olayda, müteahhit Ahmet'in, işe giriş bildirgesini, davalı Yusuf adına düzenlemiş olması olasıdır. O nedenle Ahmet ile, davacının birlikte çalıştığı kimseler Kurum kayıtlarından belirlenip tanık sıfatıyla dinlenmeli, keza tutanak mumzii Yusuf'un bilgisine başvurulmalı ve deliller hep birlikte değerlendirilip varılacak sonuç uyarınca karar verilmelidir.

Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmiş olması usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle ( BOZULMASINA ), 8.10.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.