|
Sayın Evran'a çok teşekkür ederim, hoşgörüsüne sığınarak ekleme yapmak istiyorum. Sakatlık tazminatına ilaveten kızının ölümü nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı da talep edilebilir.
Sigorta Poliçesi yok ise Güvence Hesabından tazminat talep edilip edilemeyeceği sorusunun yanıtına gelince ;
Bu sorunun yanıtı alacaklılık ve borçluluk sıfatlarının birleşmesi olgusunun hukuki sonuç ve mahiyetine bağlıdır.
İlke olarak, hukuken geçerli bir borç ilişkisinin bulunabilmesi için alacaklı ve borçlu olmak üzere iki tarafın varlığı aranmaktadır. Bu ilkenin doğal sonucu ise, alacaklısı ve borçlusu aynı olan bir borç ilişkisinin düşünülemeyeceğidir. Aksi düşünce, bir kimsenin kendi alacağının borçlusu olması sonucunu doğurur ki, bunun kabulüne olanak bulunmamaktadır.
Nitekim, 818 sayılı Borçlar Kanunu (BK)'nun 116. maddesi "alacaklılık ve borçluluk sıfatlarının bir kişide birleşmesiyle borç sona erer" hükmünü içermektedir.
Görüldüğü üzere, borç ilişkisinin bir sonucu olarak hem alacaklılık hem de borçluluk sıfatlarının bir kişide birleşmesi halinde, yasa koyucu, bu durumu borcun sona ermesi nedenleri arasında saymaktadır.
Alacak ve borcun aynı kişide birleşmesi, ölüm (mirasçılık) veya yaşayanlar arası bir hukuki işlemin sonucu olabilir. Örneğin alacaklının, borçlunun ölümüyle onun mirasçısı olması veya bir işletmenin bütün aktif ve pasifi ile devralınması (BK md. 179) ve devralanın, devraldığı işletmeye bir borcunun bulunması veya alacaklının alacağını borçluya temlik etmesi hallerinde alacaklılık ve borçluluk sıfatları aynı kişide birleşmiş olur (Safa Reisoglu, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 21. Bası, İst. 2010, s. 394).
Böylece alacaklı ve borçlu sıfatının aynı kişide birleşmesine yol açan olay, hukuksal işlemden doğabileceği gibi kanundan da doğabilir. Birleşmenin söz konusu olabilmesi için alacak ve borcun aynı mal varlığına dahil olması gerekir. Birleşmenin hukuki sonucu ise, alacak ve borcun kural olarak sona ermesidir. Birleşme yalnız asıl alacağı değil, ona bağlı fer'i hakları da sona erdirmektedir.
Somut olayda kazada sakat kalan ve kızı ölen kişi , zarar görmesi nedeni ile alacaklı durumda ise de; zarar veren aracın işleteni murisi olması nedeniyle de aynı zamanda bu hasarın tazmin borçlusudur. Diğer bir deyişle, müvekkiliniz işletenin murisi olarak 3. kişi durumunda olmadığı gibi, BK'nın 116. maddesi uyarınca, kendi üzerinde borçluluk ve alacaklılık sıfatı birleşmiştir. Çünkü, Güvence Hesabı ödediği miktar bakımından rücu hakkına sahip olup, rücu borçlusu işleten; işleten öldüğü için mirasçılarıdır.
BUNUN TEK YOLU MÜVEKKİLİNİZİN MİRASI REDDETMESİDİR. Mirasın reddi tazminat almaya engel teşkil etmeyecektir.
KOLAY GELSİN
|