Öncelikle Sayın Olguner'e katılıyorum.

Bence davanızı bir an önce ıslah edip "tasarrufun iptaline" dönüştürünüz.

Tasarrufun iptali davalarında ihtiyati haciz kararı verilmesi İİK m.281 gereğidir.

Gelelim, ihtiyati tedbir meselesine...

Tasarrufun iptali davalarında, dava konusu taşınmazın ihtiyaten haczinin yanı sıra "davanın devamı boyunca 3. kişilere devrinin önlenmesi" yönünde tedbir talep etmek davacı vekili için ihtiyatlı bir davranıştır.

Bu taleple karşılaşan mahkemenin de olumlu karar vermesi gerekir. Çünkü, taşınmaz için ihtiyati haciz kararı verilmesi, taşınmazın dava devam ederken 3. kişilere (üzerindeki hacizle birlikte) devrine engel değildir. Böyle bir devir, yeni hukuki sorunlar ve dava(lar) doğuracaktır. Mahkemeler, verdikleri ( ya da vermedikleri) kararlarla yeni sorunlar doğurmamalıdırlar.

Bu güne kadar açtığım bütün tasarrufun iptali davalarında hem ihtiyati haciz hem de taşınmazın devrinin önlenmesi yönünde tedbir talep ettim.

Kimi mahkeme, haczi kabul etti tedbiri reddetti; kimi "tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz kararı" (?!) verdi vs.vs.

Sadece bir ama sadece bir mahkeme, hem haciz hem tedbir talebimi kabul etmişti.

Tasarrufun iptali davasının sağlıklı bir biçimde yürütülebilmesi için hem taşınmazın ihtiyaten haczi hem de devrinin önlenmesi yönünde tedbir kararı verilmesi zorunludur.

Saygılarımla...