|
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/11402
Karar: 2005/15031
Karar Tarihi: 11.07.2005
ÖZET : Kural olarak, alacağın muacceliyetinin, bir ihbarın yapılmasına bağlı olan durumlarda, alacaklının hem asıl borçluya ve hem de borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan ipotekli taşınmazın malikine, muacceliyet ihbarında bulunmadan icra takibi yapılamaz. Nitekim, somut olayda da akit süresiz kurulmakla muacceliyet ihbarı zorunludur.Ancak, bu hususa ilişkin şikayet İİK.nun 16/1. madde kapsamında kaldığından 7 günlük süreye tabidir.
09.09.1997 yılında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip kesinleşmiş, borçlu tarafça İİK'nun 149. maddesinde belirtilen muacceliyet koşulunun gerçekleşmediği yolunda süresinde bir şikayet yapılmamıştır.
Alacaklının 14.11.2003 tarihinde takibini yenilemesi üzerine, ilk takiple kesinleşen hususların hak düşürücü 7 günlük süreden sonra ileri sürülmesi yerinde olmadığı gibi, bu aşamada 09.09.1997 yılında başlatılan takibinde ihtarla eş anlamda sayılabileceği de düşünülmeksizin ve B.K. 101/2. maddesi de göz ardı edilerek yazılı şekilde takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
(2004 S. K. m. 16, 149) (4721 S. K. m. 802, 887)
Dava: Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Takip dayanağı ipotek akit tablosunun incelenmesinde ipoteğin "B' den aldığı nakit 2.000.000.000.-TL'sine karşılık B. 2. derecede 2.000.000.000.-TL meblağlı faizsiz ve fekki alacaklı tarafından bildirilinceye kadar müddeti serbest derecede" kesin borç ipoteği biçiminde süresiz olarak kurulduğu görülmüştür. "...fekki alacaklı tarafından bildirilinceye kadar" ibareleri muacceliyet koşulu olmayıp, ipoteğin süresiz olarak yapıldığının kabulünü gerektirir. Kural olarak, alacağın muacceliyetinin, bir ihbarın yapılmasına bağlı olan durumlarda, alacaklının hem asıl borçluya ve hem de borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan ipotekli taşınmazın malikine, muacceliyet ihbarında bulunmadan icra takibi yapılamaz. Nitekim, somut olayda da akit süresiz kurulmakla muacceliyet ihbarı zorunludur ( M.K. 802. md., TMK. 887 md. ). Ancak, bu hususa ilişkin şikayet İİK.nun 16/1. madde kapsamında kaldığından 7 günlük süreye tabidir.
09.09.1997 yılında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip kesinleşmiş, borçlu tarafça İİK'nun 149. maddesinde belirtilen muacceliyet koşulunun gerçekleşmediği yolunda süresinde ( kanuna muhalif olma nedeniyle İİK'nun 16/1. maddesi gereğince ) bir şikayet yapılmamıştır.
Alacaklının 14.11.2003 tarihinde takibini yenilemesi üzerine, ilk takiple kesinleşen hususların hak düşürücü 7 günlük süreden sonra ileri sürülmesi yerinde olmadığı gibi, bu aşamada 09.09.1997 yılında başlatılan takibinde ihtarla eş anlamda sayılabileceği de düşünülmeksizin ve B.K. 101/2. maddesi de göz ardı edilerek yazılı şekilde takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 11.07.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
|