21-10-2011, 16:36
|
#43
|
|
Bunlar da benim görüşlerim...
Aylar önce benzer bir konuda İcra İflas Kanunu ile ilgili şöyle demiştim:
İcra İflas Kanunu 2 fıkradan oluşan oluşan tek maddedir.
Md.1/1: Borç ödemek isteğe bağlıdır
Md.1/2: Borcunu ödemek istemeyen borçluya hiç bir şey yapılamaz.
Bu görüşümü halen koruyorum. Bugün yasaması, yürütmesi ve yargısı ve diğer tüm kuruluşları bu ülkeyi "suçlular ve borçlular cenneti" haline getirmek için elbirliği ile çalışıyor. Büyük ölçüde de başarıyor.
Borçlu sıfatından çıkıp dolandırıcı sıfatına terfi etmiş insanlar hukuki himaye görüyor. Yasamanın sürekli olarak borçlu lehine düzenleme yaptığı yetmezmiş gibi yargı da içtihatlar yoluyla yasaları borçlu lehine esnetiyor. (Bknz. Taahhüdü ihlal cezasının şartları) Bu da yetmezmiş gibi HSYK yargı kararı uygulanmasın, icra ceza hükümleri uygulanmasın, yakalama olmasın diye talimat veriyor.
Yasama karşılıksız çekten cezayı kaldırıyor, hakim mevcut para cezasını vermekte zorlanıyor. Bir duruşmamda hakim "bizi tahsilat memuru yaptılar" diye yakınmıştı. Halbuki dışarıda beli silahlı, siyahlar giymiş tahsilatçılar var. Ne diye devletin mahkemesini, dairesini meşgul ediyorsunuz.
Arkadaşlar (istisnalar hariç)her borç alacak ilişkisinde "mağdur" olan alacaklıdır. Sosyal hukuk devleti mağdurun haklarını korumakla görevlidir. Yukarıda görüş yazıp yurtdışındaki durumu anlatan arkadaşlar sorayım: Oralarda çek senet mafyası diye bir mafya var mı? Böyle bir mafyanın varlığı dahi devletin aczi değil midir? Bu mafyaya giden her senet, suç+ yeni suçların finansmanı olarak tahsil edilmektedir.
Çek ve senet aynı zamanda kredi yaratma aracıdır. Bu evraklar itibarsızlaştırılarak ekonomiye zarar da verilmektedir. Zaten nakiti olmayan insanlar çek senetle de iş yapmayacaksa, ne yapacak?
Olayı haczi mahallindeki duygusala bağlayan arkadaşlara sesleniyorum: Alacaklarını alamadığı için perişan olan dürüst insanlar, aslında sizin düşündüğünüzden çok fazla. Akşama kadar çalışıp çocuğuna oyuncak alacağı parayı borçlusundan alamayan adamın hakkını kim koruyacak?
|