Mesajı Okuyun
Old 04-10-2011, 15:24   #5
Ayça Sezer

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım, gemi adamlarının ve ilgili gemi personelinin bu tür işten çıkarılmaları ve hak taleplerinde;

Alacak: Bu bir "gemi alacaklısı hakkı" dır. Bu hak, hem gemi ve hem de navlun üzerinde kurulan imtiyazlı(öncelikli) bir alacaktır. (TTK. 1235)

Görevli mahkeme: iş mahkemeleridir.
Yetkili mahkeme: konuyla ilgili genel yetki kuralına tabidir.
Muhatap davalılar: geminin maliki ve donatanıdır (kiracısı/işleteni)müşterek müteselsil sorumlu olurlar. Malik, sorumsuzluk iddiasında bulunamaz. Ancak malikin "çıplak gemi kiralaması" sözleşmesi ile gemiyi kiralamış olması halinde sorumluluğu ortadan kalkabilir.
Ancak bu tür çıplak kiralama hem fazla görülen bir durum değildir. (zira genelde çıplak gemi kirası yerine genelde çartır-navlun sözleşmeleri yapılır) hem de konu tartışmalıdır.
Ancak çıplak gemi kirası sözleşmesinde personel, işleten/donatan üzerinde kalacağından genellikle mesuliyette buna göre olur.
Gerekçe: Elbette iş kanunu hükümleri gene geçerli olacaktır. Haklı sebeple feshin (fesihte gerekçe gösterme zorunluluğu sebebiyle) işverence ispatı gerekir.
Eğer alkol muayenesi yapılmamış ise gerekçe belgelenmiş olmadığından feshi, haksız sayılacaktır. Ayrıca gene üst başlıklarda belirtildiği gibi alkolün işyeri dışında alınması, sarhoşluk yaratmaması ve iş güvenliğini tehdit etmemesi gibi hallerde işten çıkarma gene haksız fesih sayılacaktır.
Uygulama: İş mahkemesi kararları kesinleşince icraya konur ve genel usule tabi olarak konulur.
Gemilerde çalışan her gemi adamı, ilgili Liman Bşakanlığı' na bildirilmek zorunda olduğundan, liman başkanlığından alınacak ilgili "deniz hizmeti" belgesi ile, söz konusu işçinin çalışma süreleri ile çalıştığı seferler ve sefer limanları ayrıntılı olarak çıkarılacaktır.
Tedbir: Mahkemeden gemi seferleri üzerine veya gemi ya da navlun üzerine tedbir konulması istenebilir.
Mahkeme, bu tür bir tedbiri davanın en başından itibaren (tensip aşamasında) vermese dahi, karar kesinleştikten sonra kararın icrasında, gemiye, geminin seferine, navlununa tedbir konulması mümkündür.
Gemi alacaklısı hakkının doğurduğu REHİN HAKKI, hem gemi ve hem de navlun üzerinde ileri sürülebilen bir haktır. Bu bağlamda, geminin bağlama limanı veya sefer limanları (bu bilgiler de liman başkanlığından çizelge halinde alınabilir.) tespit edilerek, geminin kendisi de icra kanalı ile bağlatılabilir.
Gemi ve teferruatı üzerindeki kanuni rehin hakkı ile ilgili olarak TTK.1236 vd. maddelerini incelerseniz size yardımcı olacaktır.
Gemi alacaklısının bu hakkının, alacak doğduğu anda subut bulduğu ve doğrudan doğruya kanuni bir rehin hakkı olduğunu özellikle belirtmekte fayda var.

Saygılarımla,
Av. Ayça SEZER- Antalya Barosu