Mesajı Okuyun
Old 30-09-2011, 17:28   #4
by dinçer

 
Varsayılan

Alıntı:
İyi Günler;
Vekaletini yeni aldığım açılmış bir menfi tespit davasıyla ilgili sorularım var yardımcı olabilirseniz çok sevinirim.Müvekkilim davacıya, 2007 yılında davalı tarafından 7600TL lik bir senede dayanılanark icra takibi başlatılmış, bunun üzerine davacı imza itirazında bulunmuş ve imzanın davacıya ait olmadığı yönünde bilirkişi raporu verilmiş ve mahkeme tarafından davacının itirazının kabul kararı verılmıstır.Aradan 2 sene geçmiş ve 2009 yılında davalı tarafından müvekkilim aleyhine yeniden senet düzenlenmiş (bu kez 24.500TL) ve icra takibine başlanmış, bunun üzerine davacı tekrar imza itirazında bulunmuş fakat adli tıp raporuna göre imza davacı müvekkilime ait çıkmış ve mahkeme imza inkar davasının reddine karar vermiştir.Müvekkilim 2011 mart ayında asliye hukuk mahkemesinde menfi tespit davası açmıştır( 3.celseden sonra davayı takip etmeye başladım.)Davali cevap dilekçesinde kambiyo senetlerinde müceretlik kuralına değinmiş ve davacının borcu ödediğinin belgesini olmadığını bu davanın reddedilmesi gerektiğini , daha önce imza inkar davasında red kararı verildiği için aynı senetler için bir daha incelemeye yer olmadığına karar verilerek adli tıp kurumuna gönderilme ara kararının rü'cü edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bu talepler karşısında benim izlemem gereken yol nedir?Delil listemde nelere değinmeliyim? iddia ettiği borcu ödediğine dair bir belge elimizde tabiki yok çünkü ortada böyle bir borç yok kaldı ki aynı insanla aralarında 2007 yılında husumet olmuş müvekkilimin imzasını kullanmış ve bu olay mahkemede çözülmüştür bu olaydan sonra görüşmemişler tekrar aynı kişiyle ticari alışverişer girmesi zaten mantıklı bir davranış olamazdı.
Şimdiden yardımcı olabilecek meslektaşlarıma teşekkür ediyorum.Başarılar diliyorum.


Mücerretlik ilkesinin menfi tespit davasında karşı tarafın işine yarayacağını zannetmiyorum.Zira menfi tespit davasında amaç kambiyo senedini imzalamaya iten gerçek bir nedenin bulunup bulunmadığıdır.Bu anlamda karşı taraf asıl ilişkiye inilmemesi noktasında elbette diretecektir.

Sizin yapmanız gereken asıl ilişkiye inmektir.Ortada herhangi bir ticari vs ilişki yok ise olmadığını ancak ve ancak karşı tarafın asıl ilişkiye yönelik olarak herhangi bir delil sunamaması üzerinden kanıtlayabilirsiniz.Ayrıca arada var olan mahkemeye yansıyan husumet işinize yarayacaktır.Hayatın olağan koşulları içerisinde ve var olan bu husumet nedeniyle tarafların ticari alışverişlerinin devam etmesinin mümkün olmadığı yönündeki görüşünüzü tanık ifadeleri ile desteklemelisiniz.( tabi dinletebilirseniz ! )Tanıkların, " herhangi bir ticari ilişkileri yoktur ve/veya borç alıp verme gibi bir samimiyetleri yoktur " şeklindeki vakıaya ilişkin beyanları dahi yeterli olacaktır kanaatindeyim.Tabi yapılacak imza incelemesi sonucunun lehinize olması kaydı ile...

Bu arada suç duyurusunda bulunmayı ve bu durumu delil olarak eklemeyi de ihmal etmeyin.