Mesajı Okuyun
Old 28-09-2011, 09:52   #3
tiryakim

 
Varsayılan Görev ile alakalı çok güzel bir karar ( Çelik Kapı İle ilgili )

T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E:2004/2672
K:2004/6281
T:7/12/2004
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davada, yapımını davalının üstlendiği çelik kapının ayıplı ve eksik imali sebebiyle ayıp ve eksikliklerinin giderilmesi istenilmiş, Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılan dava sonucu istem kabul edilmiştir.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/e maddesinde tüketici "bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan Amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi" olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamaya göre yasa, hazır bir malı veya hizmeti satın alarak onu günlük yaşamında kullanan veya tüketen kişiyi korumaktadır. Başka bir deyişle yasada dar kapsamlı mal ve hizmet ilişkileri olağan tüketim işleri kapsama alınmıştır. Borçlar Kanununun 355.maddesinde ise istisna(eser) bir akittir ki onunla bir taraf (müteahhit) diğer tarafın (iş sahibi) vermeyi taahhüt ettiği semen mukabilinde bir şey imalini iltizam eder hükmünü içermektedir. Eser sözleşmesinin bu tanımı ile somut olay karşılaştırıldığında davalının ahşap desenli kancalı sistem çelik kapı imalini ve montajını üstlenmesi bir tarafın vermeyi taahhüt ettiği semen mukabilinde bir şey imalini üstlenmesi olup, eser sözleşmesinin unsurlarını taşımaktadır. Satım sözleşmesinden ayıran en önemli yan satımındaki montaj işleminin imalatı içermemesine karşın istenilen vasıfta çelik kapının aynı zamanda imali de bünyesinde barındırıyor olmasıdır. Ayrıca, satımda sözleşme anında satın alınan şey mevcut ve kullanılabilir iken, eser sözleşmesinde sözleşme anında eser ortada olmayıp sözleşmeden sonra imali sözkonusudur. Dava konusu çelik kapı sadece montajı yapılacak şekilde önceden satışa sunulmuş değildir. İstenilen vasıfta gerçekleştirilmesi imalatı gerektirmektedir. Bundan dolayı somut olayda olduğu gibi istisna(eser) sözleşmesinden doğan ilişkilerde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin hukuken uygulanması olanaklı değildir. Nitekim aynı husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.2.2003 gün ve 2003/15-127 E, 2003/102 K. sayılı kararın da da belirtilmiştir.
Açıklanan bütün bu nedenlerle davaya genel hükümlere göre ve genel mahkemelerde bakılması yerine özel hükümler uyarınca Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 7.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.