|
HGK.nun böyle bir kararı mevcut ise de, bu kararı doğrulayan başka bir karara rastlayamadım. Aksine , nüfusta kayıt düzeltilmesi davalarına bakan 18 HD. ve soybağı uyuşmazlıklarına bakan 2.HD. si, HGK kararından sonra verdikleri kararlarda , açılacak davanın Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36 maddesinde düzenlenen "nüfusta kayıt düzeltilmesi " davası olduğuna dair görüşlerini sürdürmektedir. Örnek olarak bu kararlardan bir tanesine ilk cevabımda yer vermiştim. Aşağıdaki kararlar ve bilmsel görüş te , ilk cevabımdaki görüşü desteklemektedir.
"" Bir çocuğun nüfus kütüğünde kendini doğuran kadından başka bir kadın üzerinde kayıtlı olduğu durumlarda veya böyle bir kayıt olmamasına rağmen annesi olarak bilinen kadının gerçekte annesi olmadığı durumlarda annelik çekişmelidir. Çocuğun nüfus kütüğünde annesinden başka bir kadının üzerinde kaydedilmesi örneğin; çocuğun hastanede yanlışlıkla veya bilerek bir başka çocukla değiştirilmesi yada çocuğun kaçırılarak başka bir kadından doğmuş gibi onun adına kaydedilmesi şeklinde olabilir. Ülkemizde en çok karşılaşılan durum ; biri resmi nikahlı , diğeri veya diğerleri imam nikahlı * olmak üzere birden fazla kadınla birlikte olan kişilerin , i.nik.lı kadından doğan çocukları resmi nikahlı eşin üzerine kaydettirmeleri sonucunda meydana gelmektedir. ""
"" Çocuğun nüfus kütüğünde annesinden başka bir kadının üzerinde kayıtlı olması durumunda , yanlış kayıt uygulamada Nüfus Kütüğünün Tashih Edilmesi Davası olarak isimlendirilen dava yoluyla düzeltilir ( MK m. 39,42,46 ; önceki MK 29,44: Eski Nüfus Kanunu m.46 *) Bu dava niteliği gereği bir tespit davasıdır ve herhangi bir süreye bağlı olmaksızın açılabilir. Çocuk ile annesi arasındaki soybağı doğum anından itibaren kurulur. Nüfus kütüğüne yapılan kayıt kurucu değil açıklayıcı niteliktedir. "" ( Soybağı Kurulması ... Yrd.Doç.Dr. Mehmet Beşir Acabey, 2002 sh:224-225 )
* Nüfus Hizmetleri K.madde 36
http://www.turkhukuksitesi.com/showt...php?t=56569Bkn
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=1525 deki tartışmalar.
T.C.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/7384
K. 2007/8804
T. 23.10.2007
• KAYIT DÜZELTME DAVASI ( Taraf ve Tanık İfadelerinden Davalıların Bir Kısmının Nikahsız Eşin Çocukları Olmasına Rağmen Nikahlı Eşin Çocukları Olarak Nüfusa Kaydedildiğinin Anlaşıldığı - Ayrıca DNA Testine Gerek Olmadığı )
• DNA TESTİ ( Kayıt Düzeltme Davası - Taraf ve Tanık İfadelerinden Davalıların Bir Kısmının Nikahsız Eşin Çocukları Olmasına Rağmen Nikahlı Eşin Çocukları Olarak Nüfusa Kaydedildiğinin Anlaşıldığı/Teste Gerek Olmadığı )
• USUL EKONOMİSİ ( Kayıt Düzeltme Davası - Taraf ve Tanık İfadelerinden Davalıların Nikahsız Eşin Çocukları Olmasına Rağmen Nikahlı Eşin Çocukları Olarak Nüfusa Kaydedildiğinin Anlaşıldığı/Ayrıca DNA Testi Yapılmayacağı )
• NÜFUS İDARESİ TEMSİLCİSİ ( Kayıt Düzeltme Davası - Nüfus idaresi Temsilcisinin Karar Başlığında Gösterileceği )
• KARAR BAŞLIĞI ( Kayıt Düzeltme Davası - Nüfus idaresi Temsilcisinin Karar Başlığında Gösterileceği )
5490/m.35
ÖZET : Kayıt düzeltme davasında; duruşmada dinlenen tanık beyanlarından, davalılardan bir kısmının nikahsız eşten dünyaya gelmiş olmalarına karşın babalarının nikahlı eşinden doğmuş gibi nüfusa kayıt ve tescil edildikleri tüm tarafların açık beyan ve kabulleri ile kanıtlanmış bulunduğu anlaşılmaktadır. Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir. Ortada hiç bir uyuşmazlık ve aksine bir iddia mevcut değilken mahkemenin ayrıca DNA testini de yaptırmak istemesi,
Nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memurunun huzuru ile görülüp karara bağlanacağından mahkemece duruşmalara davalı olarak kabul edilen nüfus idaresi temsilcisinin karar başlığında gösterilmemiş olması yasaya aykırıdır.
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesinde nüfus kaydında davacı çocukları olarak görünen davalılar Haluk, Neslihan, Betül ve Aslı'nın gerçek anneleri davalı Hatice T.. nüfusuna yazılması istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : 1- Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı Saniye 'un davalı Kemal ile resmen evli olmasına karşın Hatice adındaki kadınla birlikte yaşamasından dolayı Haluk, Neslihan, Betül ve Aslı 'un dünyaya geldiğini, bu çocukların hepsinin nikahlı eşi Saniye tarafından dünyaya getirilmiş gibi nüfus kütüğüne kaydedildiğini, nüfusa yanlış yazılan anne adlarının düzeltilmesini, Saniye isminin iptali ile bu dört çocuğun annelerinin Hatice olarak nüfus kütüğüne kayıt ve tescilini istemiş, mahkemece davalılardan Haluk, Neslihan, Betül ve Aslı'nın gerçek annelerinin davacı Saniye mi, yoksa Hatice mi olduğunun tıbben tespiti için DNA testi yapılması gerektiği, mahkemenin doğru sicil oluşturmakla görevli bulunduğu, davacı vekilinin DNA testi yapılması için mahkemeye yardımcı olmadığı ve Nüfus Müdürlüğünün de davalı gösterilmediği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, özellikle duruşmada dinlenen tanık beyanlarından, davalılardan Haluk, Neslihan, Betül ve Aslı'nın Hatice adındaki kadından dünyaya gelmiş olmalarına karşın babaları Kemal'in nikahlı eşi olan Saniye dan doğmuş gibi nüfusa kayıt ve tescil edildikleri, gerçek annelerinin Saniye olmayıp Hatice olduğu, tüm tarafların açık beyan ve kabulleri ile kanıtlanmış bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemelerin doğru sicil oluşturmak için gerçeği tüm yönleri ile araştırmaları ve elde ettikleri kanaate göre karar vermeleri kural olarak doğrudur. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141. maddesinin son fıkrasına göre davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir. Ortada hiç bir uyuşmazlık ve aksine bir iddia mevcut değilken ve dava da hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kanıtlanmışken mahkemenin ayrıca DNA testini de yaptırmak istemesi, yukarıda değinilen Anayasa hükmüne uygun düşmemektedir.
Tüm bu hususlar dikkate alınarak kanıtlanmış bulunan davanın kabulü yolunda hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile reddi,
2- Nüfus Müdürlüğü davada taraf olarak gösterilmemiş olsa bile 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36/1-a madde ve bendi uyarınca kayıt düzeltme davalarının nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memurunun huzuru ile görülüp karara bağlanacağından mahkemece duruşmalara davalı olarak kabul edilen nüfus idaresi temsilcisinin karar başlığında gösterilmemiş olması,
Doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/9320
K. 2009/8619
T. 19.10.2009
• MÜKERRER NÜFUS KAYDININ İPTALİ TALEBİ ( Davacının Farklı Anne Baba Adıyla Hatalı Olarak Kaydedildiği - Davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde Görüleceği )
• HATALI NÜFUS KAYDININ İPTALİ TALEBİ ( Davacının Farklı Anne Baba Adıyla Mükerrer Olarak Kaydedildiği - Asliye Hukuk Mahkemesince Görevsizlik Kararı Verilerek Dosyanın Aile Mahkemesine Gönderilmesine Karar Verilmesinin Hukuka Aykırı Olduğu )
• GÖREVSİZLİK KARARI ( Hatalı Nüfus Kaydının İptali Talebi - Asliye Hukuk Mahkemesince Görevsizlik Kararı Verilerek Dosyanın Aile Mahkemesine Gönderilmesine Karar Verilmesinin Hukuka Aykırı Olduğu )
5490/m.36
ÖZET : Davacı mükerrer olarak farklı kişilerden doğma olarak nüfusa kaydedildiğini ileri sürerek nüfus kaydının iptalini talep etmiştir. Dava niteliği itibariyle hatalı yapılan nüfus kaydının iptali ve doğru olarak nüfusa tesciline ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dosyanın Aile Mahkemesine gönderilmesi kararı hukuka aykırıdır.
DAVA : Dava dilekçesinde davalı Müslüm Özcan'ın gerçekte Hüseyin ve Fatma'dan olma 26.08.1956 doğumlu olduğunu ancak mükerrer olarak Ali ve Hürü'den olma 01.08.1955 doğumlu olarak nüfusa kaydedildiği ileri sürülerek Müslüm Özcan'ın Ali ve Hürü'den olma nüfus kaydının iptali istenilmiştir. Mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dosyanın yetkili ve görevli Mersin Nöbetçi Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Müslüm Özcan vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili dilekçesinde; davalı Müslüm Özcan'ın gerçekte Hüseyin ve Fatma'dan olma 26.08.1956 doğumlu olduğunu ancak mükerrer olarak Ali ve Hürü'den olma 01.08.1955 doğumlu olarak nüfusa kaydedildiğini ileri sürerek, Müslüm Özcan'ın Ali ve Hürü'den olma nüfus kaydının iptalini istemiş, mahkemece nesep davası olduğu gerekçesi ile aile mahkemesinde görülmesi gerektiğinden görev yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; dava, bu niteliği itibariyle hatalı yapılan nüfus kaydının iptali ve doğru olarak nüfusa tesciline ilişkin olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesi görevli olduğundan; mahkemece tarafların göstereceği deliller toplanıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yerinde bulunmayan gerekçe ile görev yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/1476
K. 2011/3794
T. 22.3.2011
• NÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİ TALEBİ ( Tespit İstemini de İçerdiğinin Kabul Edileceği - Doğru Sicili Oluşturmak Zorunluluğu da Gözetilerek Salt Tanık Beyanları İle Yetinilmemesi Gerektiği/DNA Testi Yaptırılacağı )
• NÜFUS SİCİLİNİN DOĞRU OLUŞTURULMASI ZORUNLULUĞU ( Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Talebi/Tespit İstemini de İçerdiğinin Kabul Edileceği - Salt Tanık Beyanları İle Yetinilmemesi Gerektiği/DNA Testi Yaptırılarak Rapor Alınacağı )
• DNA TESTİ ( Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Talebi/Tespit İstemini de İçerdiğinin Kabul Edileceği - Salt Tanık Beyanları İle Yetinilmemesi Gerektiği/DNA Testi Yaptırılarak Rapor Alınacağı )
5490/m.36
ÖZET : Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacılar her ne kadar murislerinin nüfus kayıtlarının düzeltilmesini istemişlerse de, çoğun içinde azın da bulunacağı ilkesi gözetildiğinde, düzeltme isteminin, tespit istemini de içerdiğinin kabulü gerekir. Doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, salt tarafların ve tanıkların beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek işin esası hakkında karar verilmelidir.
DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacıların murisi K. A.'ın annesinin babası A. A.'ın ikinci eşi Asiye olduğu halde nüfus kütüğüne ilk eşi Hazare'nin annesi olarak kayıt edildiğini ileri sürerek K. A.'ın anne adının düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacıların murisleri K. A.'ın annesinin babası A. A.'ın ikinci eşi A. olmasına rağmen, kayıtlara anne adının H. olarak geçtiğini bildirerek, muris K. A.'ın nüfus kayıtlarında gerekli düzeltmelerin yapılmasını istemiş, mahkemece, ana ismi düzeltilmesi istenen K. A.'ın 1993 yılında, muris E.'nin gerçek babası olduğu iddia edilen S. Y.'nin 1937 yılında, kayden annesi H.'nin ise 1991 yılında vefat ettikleri, kayıtlarının kapalı olduğu kapalı kayıtlardaki kişilerin şahsi durumları hakkında başkaları tarafından kayıt düzeltim davaları açılamayacağı ve bu kayıtların hukuki işlemlere esas alınamayacakları gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36. maddesine göre; ilgililer nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme ve tespit davası açmak hak ve yetkisine sahiptirler. Bir kimsenin ölmesi sonucu kaydı kapalı hale geleceğinden, bu kişilerle ilgili sadece tespit davası açılabileceği Yargıtay uygulamaları ile kabul edilmiştir. Davacılar her ne kadar murisleri Kemal'in nüfus kayıtlarının düzeltilmesini istemişlerse de, çoğun içinde azın da bulunacağı ilkesi gözetildiğinde, düzeltme isteminin, tespit istemini de içerdiğinin kabulü gerekir. Buna göre nüfus kayıt düzeltme davaları diğer bir kısım davalarda olduğu gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan tüm bu açıklamalar dikkate alınarak mahkemece öncelikle H. A.'ın varsa veraset belgeleri de dosyaya getirtilerek hukukları etkilenecek olan tüm mirasçılar davaya dahil edildikten sonra Hakimin, hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, salt tarafların ve tanıkların beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek işin esası hakkında tüm kanıtlar toplanıp oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/3182
K. 2006/9332
T. 12.6.2006
• NÜFUS SİCİLİNİN DÜZELTİLMESİ ( Ana Adının - Davanın Hukuku Etkilenecek Olanlara Tevcihi Zorunluluğu/Annenin Nüfus Kaydı Getirtilerek Sağsa Kendisine Ölmüş İse Husumetin Mirasçılarına Yöneltilerek Taraf Teşkili Gereği )
• ANA ADININ DÜZELTİLMESİ ( Nüfus Kaydı Getirtilerek Sağsa Kendisine Ölmüş İse Husumetin Mirasçılarına Yöneltilerek Taraf Teşkili Gereği - Davanın Hukuku Etkilenecek Olanlara Tevcihi Zorunluluğu )
• TARAF TEŞKİLİ ( Nüfus Sicilinde Ana Adının Değitirilmesi - Annenin Nüfus Kaydı Getirtilerek Sağsa Kendisine Ölmüş İse Husumetin Mirasçılarına Yöneltilerek Taraf Teşkili Gereği )
1086/m. 73
ÖZET : Dava nüfus sicilinin düzeltilmesine ilişkin olup, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 73. maddesi uyarınca sonuçta hukuku etkilenecek olanlara tevcihi zorunludur. Mahkemece davacının annesi olduğunu iddia ettiği Hatice'nin nüfus kaydı getirtilerek sağ olması halinde kendisinin hasım olarak gösterilmesi, ölmüş ise husumetin mirasçılarına yöneltilerek taraf teşkilinin sağlanması suretiyle davanın görülüp sonuçlandırılması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR : Davcının Niğde Nüfus Müdürlüğü aleyhine açtığı davada, nüfus kütüğünde Fatma olan ana adının Hatice olarak düzeltilmesine karar verilmesini istediği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Dosya içinde mevcut nüfus kayıt örneğinin incelenmesinden davacının 10/4/1953 doğumlu olduğu, nüfusa 15/4/1953 tarihinde tescil edildiği, 15/4/1953 doğumlu olan ve nüfusa 29/4/1953 tarihinde tescil edilen Naciye Gümüştepe adlı bir kardeşinin bulunduğu görülmüştür.
Mahkemece ana olduğu iddia edilen Hatice Gümüştepe'nin nüfus aile kaydının getirtilmediği anlaşılmıştır.
Dosya içeriğinden davacının doğum tarihi ile nüfus kaydına göre baba bir kardeşi Naciye'nin doğum tarihleri arasında beş günlük bir sürenin bulunduğu, davacı ile Naciye'nin ikiz oldukları ve aynı gün doğdukları konusunda bir iddianın da ileri sürülmediği görülmüştür. Bir kadının beş gün ara ile çocuk doğurması mümkün olmadığı halde, davacının Fatma olan ana adının Hatice olarak düzeltilmesi nüfus kayıtlarında çelişki meydana getirmektedir.
Hakim, nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasına karar verirken, bu kayıtlar arasında çelişki meydana getirmemek ve hayatın olağan akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermek zorunda olup, bu hususa uyulmaması doğru bulunmamıştır.
Diğer taraftan, dava nüfus sicilinin düzeltilmesine ilişkin olup, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 73. maddesi uyarınca sonuçta hukuku etkilenecek olanlara tevcihi zorunludur. Mahkemece davacının annesi olduğunu iddia ettiği Hatice Gümüştepe'nin nüfus kaydı getirtilerek sağ olması halinde kendisinin hasım olarak gösterilmesi, ölmüş ise husumetin mirasçılarına yöneltilerek taraf teşkilinin sağlanması suretiyle davanın görülüp sonuçlandırılması gerekirken eksik hasımla hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 12.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|