Ben de Sayın S.Orhan gibi düşünüyorum.
CMK.m.109 uyarınca bir adli kontrol tedbiri olan "yurtdışına çıkış yasağının" HAGB müesesesi açısından uygulanmasına yasal imkan olmadığı kanısındayım.
Mahkemenin HAGB kararı ile birlikte sanık 5 yıl süreyle bir denetim süresine tabi tutulmaktadır. Hakime, denetim süresine (5 yıl), bir denetim tedbiri (1 yıldan fazla olamayacak) bağlamak takdiri imkanı tanınmıştır. (CMK.m.231/8)
Bu takdiri tedbirlerin ne olacağı ise, m.231/8-a,b,c bentlerinde gösterilmiştir.
Dolayısıyla, HAGB kararı verilmesinde denetim süresine eklenecek denetim tedbiri ile tutuklama tedbirine seçenek olarak öngörülen adli kontol uygulamalarından birisi olarak düzenlenen yurtdışına çıkış yasağını ayırdetmek gerekir.
 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan Av.Bülent AKÇADAĞ |
 |
|
|
|
|
|
|
Örneğin bir dosyamda propaganda suçunu işleyen müvekkil hakkında her ne kadar HAGB kararı verilse de 2 yıl boyunca gösteri ve yürüyüşlere katılması da yasaklandı. Bu ceza HAGB kararı ile birlikte değerlendirilemez.
|
|
 |
|
 |
|
Sayın AKÇADAĞ, sizin olayınızda da, mahkeme bu kararı 231/8-c bendi uyarınca vermektedir. Ancak bu bir "ceza" olarak kesinlikle nitelenemez; bu denetim süresine bağlanmış takdiri bir tedbirdir. Hakim, buna sanıktan, olaydan ve dosyadan edindiği kanıya göre karar "verebilmektedir".
Neticeten: HAGB kararı verilmesi halinde, bir adli kontrol kararı olan yurtdışına çıkış yasağı uygulanamaz.
Saygılarımla.