|
|
|
|
Meslektaşım, çok samimi olarak söylüyorum işçilerden biri çok yakın akrabam ve panik halindeyim..Ancak bizim olayımızda da eğer iş Mahkemesinde menfi tespit davası açarsak, şirketin diğer ortağı teminat senedi oldugunu kabul edecek ve kriminal inceleme ile işçilerin ad adres ve imzaları dışındaki tüm unsurların farklı kalemlerle ve sonradan senetleri veren kötüniyetli ortak tarafından doldurulduğu ortaya çıkabilir. bu şirkette çalışan tüm işçilerin hiç görmedikleri ve tanımadıkları, aralarında hiçbir iş ilişkisi olmayan takip alacaklısı 3. kişiden borç almaları ve akabinde böyle bir senet verdiklerinin kabulü ve bu haksız paraların tahsil edilmesi ne kadar haklı olabilecektir..
Mutlaka bir yol olmalıdır diye düşünüyorum ve böyle bir olay da ilk kez bu işçilerin başına gelmemiştr. Haklısınız birebir aynı değil ama kararda teminat senedi olduğunu kabul ettikleri vasıflar, müvekkillerin senetleriyle aynı.. Cidden tecrübe ve yorumlarınıza ihtiyacım var..
Teşekkür ediyorum..
|
|
 |
|
 |
|
Senette lehdar olarak görünen kişinin mutlaka işveren şirketin ortağıyla yakından ilişkisi vardır. Bu konu üzerine araştırma yapmanızı öneririm.

Bu kişinin iyiniyetli olmadığını kanıtlarsanız, sunduğum ve sunduğunuz Yargıtay kararları gereğince davayı kazanırsınız.
Davayı, şirkete ve lehdar görünen kişiye yönelterek iş mahkemesinin görev alanına girmesini de sağlamalısınız.