| 
         | 
         | 
        
         | 
       
      
        | 
         | 
        
        T.C. 
  YARGITAY 
  Ceza Genel Kurulu 
             Esas No 
         :   2003/4-220 
             Karar No 
         : 2003/242 
             Tarih 
         :   7.10.2003 
          Müdafi ister seçimle, isterse atama ile görevlendirilsin, görevi üç şekilde sona ermektedir. Bunlar ise, "soruşturmanın bitmesiyle", "istek üzerine" ve "kendiliğinden sona erme"dir. İstek üzerine sona erme, sanığın seçtiği müdafiin görevine son vermesidir. Ayrıca, baro ya da mahkemece atanan müdafiin görevi, sanık ya da temsilcisinin yeni bir müdafi seçmesi üzerine sona erer ( CYUY m.139 ). Kendiliğinden sona erme ise, sanığın ya da müdafiinin ölmesi ya da müdafiin mesleğini yapmaktan vazgeçmesi hallerinde söz konusu olur. Yine avukatlık Yasası'nın 172. maddesi uyarınca sonradan seçilen başka müdafılerle birlikte çalışmayı kabul etmeyen sanığın ya da temsilcisinin seçtiği ilk müdafiin de görevi kendiliğinden sona erer. Ayrıca; meslekten çıkarılma, işten geçici ve zorunlu yasaklanma, iş yapamaz duruma gelmeyle de müdafii görevi kendiliğinden sona erer. ( Av.Y. m.42 ) 
 
 
        Sayın meslektaşlarım öncelikle cevaplarınız için teşekkür ediyorum.Ancak yukarıda ki yargıtay kararında seçimlik müdafiinde görevinin soruşturmanın  bitmesiyle sona ereceği belirtilmektedir.Saygılar 
         | 
        
         | 
       
      
        
          | 
        
         | 
        
          | 
       
     
     | 
  
Tamamı 
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=41698 adresinde yazılı bu kararı yanlış yorumluyorsunuz. 
Sadece soruşturma aşaması için müvekkili ile anlaştığını iddia eden avukat, bunu kanıtlamalıdır. 
Tam tersini düşünün; müvekkil sadece soruşturma aşaması için avukatla anlaştığını ve sadece bu aşama için ücret vermesi gerektiğini iddia etseydi, bu kez kanıt yükü müvekkile düşerdi.