Mesajı Okuyun
Old 22-08-2011, 00:53   #3
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Caner Arıcı
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi - 2001/17459 Esas - 2002/2727 Karar - 13.02.2002 Tarih,

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi - 2005/9564 Esas - 2005/36542 Karar - 21.11.2005 Tarih...



T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/17459

K. 2002/2727

T. 13.2.2002

• YILLIK İZİN ÜCRETİ (Davanın Açıldığı Tarihte Davacı İşçinin Çalışmasını Sürdürmekte Olması Nedeniyle İşçinin Yıllık Ücretli İzin İsteme Hakkının Olmaması)

• İŞÇİNİN ÇALIŞIYOR OLMASI (İşçinin Yıllık Ücretli İzin İsteme Hakkının Olmaması)

• DİNLENME HAKKI (İşçinin İzin Ücretini Çalışırken Aldığı Kabul Edilecek Olursa İşçinin Anayasal Hakkı Olan Dinlenme Hakkından Vazgeçme Sonucunu Doğurması)

1475/m.13,14,15

ÖZET : Davanın açıldığı tarihte davacı işçi çalışmasını sürdürmekte ise yıllık ücretli izin isteme hakkı bulunmamaktadır. Zira izin ücretini çalışırken aldığı kabul edilecek olursa, işçinin Anayasal hakkı olan dinlenme hakkından vazgeçme sonucu doğurur ki bunun kabulü mümkün değildir.

DAVA : Davacı, yıllık izin, genel tatil gündeliği ile ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı Avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalı kooperatife ait işyerinde bekçi olarak çalıştığını ücretlerinin eksik ödendiğini, izinlerinin kullandırılmadığını, tatil günleri de çalıştırıldığını ileri sürerek isteklerde bulunmuş, mahkemece de istek doğrultusunda hüküm kurulmuştur. Ancak, mahkemece bilirkişi mütalaasına başvurularak bir çok rapor alınmış ise de, bu raporlar dosyanın temyizen incelenmesi için yeterli değildir. Davacının çalışma süresinin tespiti özellikle önem taşımaktadır. Davanın açıldığı tarihte de çalışıp çalışmadığı kesin olarak anlaşılamamaktadır.

Şayet davacı çalışmasını sürdürmekte ise yıllık ücretli izin isteme hakkı bulunmamaktadır. Zira izin ücretini çalışırken aldığı kabul edilecek olursa, işçinin Anayasal hakkı olan dinlenme hakkından vazgeçme sonucu doğurur ki bunun kabulü mümkün değildir. Bununla beraber hak kazandığı izni çalışmakta iken işverenden isteyen işçi, kendisine böyle bir iznin kullandırılmayacağı açık ve kesin şekilde ifade edildiği takdirde İş Kanununda tanınmış olan haklarını kullanabilir.

Örneğin işçi için bu durum sözleşmeyi haklı nedenle fesih yetkisi verir. Bilirkişi raporları müphem ve yer yer çelişkili olmakla birlikte bunların içeriğine göre davacı işçinin 10.200.000 TL. ücret alacağını isteyebileceği görülmektedir. Ancak mahkemece 275.000.000 TL.nin hüküm altına alınması nedeni dayanaksız kaldığı için konunun açıklığa kavuşturulması icap eder. Bu bakımdan mahkemece bilirkişi raporlarının tekrar irdelenerek çelişkiler giderilmek ve müphem noktalar açıklığa kavuşturulmak suretiyle dava konusu istekler hakkında kazanılmış usuli hak esasları da gözetilmek suretiyle hüküm kurulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.02.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.



T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/9564

K. 2005/36542

T. 21.11.2005

DAVA : Davacı, ihbar, kıdem tazminatı, fazla mesai, ücret, yıllık izin ücreti ile bayram ve genel tatil gündeliklerinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : 1. Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2. Davacı, yıllık ücretli iznini kullanmak için işverene müracaat ettiğinde kendisine izin verilmediğini, fazla mesai ücretlerinin ödenmesini isteyince de işverence işine son verildiğini, sigortasının geç yapıldığını iddia ederek bu isteklerinin hüküm altına alınmasını istemiştir.

Davalı ise davacının kendiliğinden ayrıldığını davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece akdin işverence feshedildiği kabul edilerek davacının istekleri kısmen hüküm altına alınmıştır.

Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgeler ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde yıllık ücretli izninin kullandırılmaması, ücretlerinin gerçek anlamda bordrolara yansıtılmaması ve çalışmalarının sigortaya geç bildirilmesi nedeniyle davacının hizmet akdini haklı nedenle kendisinin feshettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle ihbar tazminatının reddi gerekirken kabulü hatalıdır.

3. Davacı aylık net 440.000.000 TL. ücret aldığını iddia etmiş davalı ise asgari ücretle çalıştığını savunmuştur. Mahkemece davacı iddiasına değer verilerek dava konusu alacaklar hesaplanıp hüküm altına alınmıştır. Dosyaya sunulan imzalı ücret bordroları asgari ücretten düzenlenmiş olup tüm çalışanların ücretleri asgari ücretten gösterilmiştir. Davacı tanıkları davacıdan önce işyerinden ayrılan kişiler olup kendilerinin ayrıldığı tarihte davacının aldığı ücreti söylemişlerdir. Ancak davacının konfeksiyon işyerinde ütücü olarak çalıştığı ve kalifiye eleman olduğu anlaşılmakla asgari ücretle çalışmayacağı da açıktır. Ücret bordroları ile tanık anlatımları arasında ki çelişkinin giderilmesi için davacının yaptığı iş ve kıdemi belirtilerek dava konusu dönemde açıklanmak suretiyle meslek odasından alabileceği ücret sorulmalıdır. Gelecek yazı cevabına göre gerekirse bilirkişiden ek rapor alınarak dava konusu alacaklar hususunda karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.11.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.