Mesajı Okuyun
Old 13-08-2011, 18:42   #4
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan emrahcevik
yargıtay kararlarını da ekleyebilir misiniz?



T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/22496
K. 2004/26961
T. 27.12.2004


• TAKİP ( Talepnamede Yabancı Para Alacağının TL Olarak Karşılığının Gösterilmesi - Ödeme Emrinde Bu Zorunluluğa Uyulmaması/İcra Mahkemesince İptaline Re'sen Karar Verilmesi Gereği )
• YABANCI PARA ALACAĞINI TAKİP ( Talepnamede TL Olarak Karşılığının Gösterilmesi - Ödeme Emrinde Bu Zorunluluğa Uyulmaması/İcra Mahkemesince İptaline Re'sen Karar Verilmesi Gereği )
• ÖDEME EMRİ ( Yabancı Para Alacağının TL Olarak Karşılığının Gösterilmemesi - İcra Mahkemesince İptaline Re'sen Karar Verilmesi Gereği/Kamu Düzeni )
• BONODA BİRDEN ÇOK İMZANIN OLMASI ( Şirket Temsilcisi Olarak Şirket Adına Senedi İmzalamasının Dışında İkinci İmzanın da Kendi Adına Atıldığının Kabulü Gereği )
• ŞİRKET TEMSİLCİSİNİN BONODA BİRDEN ÇOK İMZASININ OLMASI ( İkinci İmzanın da Kendi Adına Atıldığının Kabulü Gereği )
2004/m.58, 60, 61
6762/m.688

ÖZET : 1- Takip talebinde yabancı para alacağının TL olarak karşılığı gösterilmişse de ödeme emrinde bu zorunluluğa uyulmamıştır. İcra mahkemesince, kamu düzenine ilişkin bu eksiklik nedeniyle ödeme emrinin iptaline re'sen karar verilmesi gerekir.

2- Borçtan sorumlu olması için keşidecinin tek imzası yeterli olup, bonoda birden fazla imza olması halinde şikayetçinin şirket temsilcisi olarak şirket adına senedi imzalamasının dışında ikinci imzanın da kendi adına atıldığının kabulü gerekir.

DAVA : Bonodaki borçtan sorumlu olması için keşidecinin tek imzası yeterli olup, bonoda birden çok imzanın olması halinde itiraz edenin, şirket temsilcisi olarak şirket adına senedi imzalamasının dışında, ikinci imzayı da kendi adına attığının kabulü gerekeceğinden, bu yöne ilişkin şikayetin reddine karar vermek gerekirken takibin iptaline karar verilmesi doğru değildir.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı vekilince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Yabancı para alacağının takip talepnamesinde İ.İ.K.'nun 58/3.maddesine uygun olarak TL. karşılığı gösterilmiş ise de İ.İ.K. 'nun 60-61.maddelerine aykırı olarak ödeme emrinde bu zorunluluğa uyulmamıştır. İcra mahkemesince kamu düzenine ilişkin bu eksiklik nedeniyle resen ödeme emrinin iptaline karar vermek gerekirken işin esasının incelenmesi doğru olmadığı gibi,

Kabule göre de; T.T.K.'nun 688/7.maddesi gereğince bonodaki borçtan sorumlu olması için keşidecinin tek imzası yeterli olup, bonoda birden fazla imza olması halinde muteriz K. A. 'nın şirket temsilcisi olarak şirket adına senedi imzalamasının dışında ikinci imzanın da kendi adına atıldığının kabulü gerekeceğinden bu yöne ilişkin şikayetin reddine karar vermek gerekirken takibin iptaline karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle I.I.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428.maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 27.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Yargıtay 12. Hukuk Dairesi

I - T: 9.5.2005
E: 2005/6769
K: 2005/10069


TTK.’nun 688/7. maddesi gereğince, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını taşıması için (.... senedi tanzim edenin imzasını) ihtiva etmesi zorunludur. Anılan maddede (sorumluluk) için sadece imzadan söz edilmiş, pul üzerinde ve açıkta birden fazla imzanın bulunması koşul olarak kabul edilmemiştir.

Somut olayda borçlu Celal Helvacı'nın belge altındaki imzayı inkar etmediği görülmektedir. Adı geçenin, senedin borçlu bölümünde ayrıca isim ve soyadı yazılı olduğuna ve şirket kaşesi üzerindeki imzadan ayrı; ikinci bir imzası bulunduğuna göre, borçtan şahsen de sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
Dairemizin yeniden oluşan ve süreklilik arz eden uygulaması bu yöndedir. Uygulamada senedi imza edenin (pul üstüne ve açığa olmak üzeri iki ayrı imzasının alındığı) şeklinde teamül oluştuğu yönündeki gerekçe icra mahkemesinde tartışılamaz. O halde şikayetin reddi yerine kabulü isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü İle mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İÎK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 09.05.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.


II- T:27.5.2004
E:2004/9546
K: 2004/13473

TTK.nun 69O.maddesi göndermesiyle bonolarda da uygulanması gereken TTK.nun 592.madde hükmüne göre açık bono düzenlenebilir. Bu nedenle somut olayda müşteki borçlunun bonoya keşideci olarak isminin sonradan yazılmış olması bonoda imzasının bulunması karşısında bono niteliğine etkili değildir. Öte yandan bonodaki borcun doğması içjn senet üzerine atılacak tek imza yeterli olup, iki imza atmaya ilişkin yasal zorunluluk olmadığından şirket temsilcisi olarak müşteki borçlunun senet üzerinde bulunan ikinci imzasının kendi adına keşideci borçlu sıfatıyla atıldığının kabulü gerekir. Borçlu itirazında senedi şirket adına imzaladığını açıkladıktan sonra, aynı dilekçenin altına not düşülerek imza inkarında bulunması da itiraz dilekçesi içeriğine göre yerinde olmadığından mahkemece itirazın reddine karar vermek gerekirken kabulü isabetsizdir.

SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK.nun 366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27.05.2004 gününde oybirliğiylekararverildi.




III-T:18.3.2003
E:2003/7357
K: 2003/1018

Dairemiz süregelen içtihatlarında da benimsendiği üzere senet üzerindeki borçtan senedi imzalayan kişi sorumlu olup, bu sorumluluğun oluşması için tek imza yeterli olup, birden fazla imza alınması zorunlu değildir. Hal böyle olunca da; somut olayda gözlendiği gibi, senet üzerinde 4 imza olup, kooperatif yöneticilerinin kooperatifi temsilen attıkları iki imzanın dışındaki diğer imzaların kendi adlarına atılmış olduğunun kabulü gerekir. Bir başka anlatımla, senedi imzalayan muteriz iki borçlu da, kooperatiften ayrı olarak keşideci borçlu konumundadır. Merciice açıklanan nedenlerle, muteriz borçluların şikayetinin reddine karar vermek gerekir iken, kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmekle merci kararının yukarıda belirtilen nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06.05.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.