Sayın Dikici,
Aradığınız kararı bulmanızı diler ve beklerken, boş durmayalım, içtihat yoksa, yaratılmasına çalışalım
Eser sözleşmesi kapsamında:
Soru:
1.Mülkiyetin nakli “teslim” sayılır mı?
2.Ayıp, Noksan ifa, Cezaî şart vb. taleplerin başlangıç tarihi “mülkiyetin nakledildiği” tarih midir?
İrdeleme:
1.Yükleniciye yer tesliminin “arsa” olarak yapılıp yapılmadığı….
2.İşin teslim edildiği iddia edilen (mülkiyetin nakledildiği) tarihte tapuda cins tashihinin yapılmış olup olmadığı…
3.Sözleşmede Teslim’in tanımının yapılmış ve yönteminin belirlenmiş olup olmadığı ?…
Görüş:
1.BK.nın 362. maddesinde yapılan şeyin "kabulünü" müteakip yüklenicinin sorumluluktan kurtarılacağı hükmü yer almış olup, bu hükümdeki
"kabul" aynı Kanunun 359. maddesinde yer alan
"teslim" ile eş anlamlı değildir. Yapılanın teslim alınması onun kabulü anlamını taşımaz.(15.HD.E.1998/1217,K.1998/1716,T.29.4.1998;Kazancı).
2.BK.m.355 bağlamında, Eser sözleşmesinde işin teslimini kanıtlama yükümlülüğü yükleniciye aittir.
3.Kural olarak işin teslimi ispatlanmadıkça, arsa sahibi tapu vermek zorunda değildir. Ancak, karşıt kavramından hareketle de, “mülkiyetin devredilmiş” olmasıyla, işin teslim ve kabul edilmiş olduğu sonucuna varılamaz.
4.İşin teslimi "maddi olay" niteliğinde olduğundan, teslimin gerçekleşip gerçekleşmediği taraflarca her türlü yasal delille kanıtlanabilir.
5.“Mülkiyetin devredilmiş” olması; işin teslimi sayılsa bile, işin kabul edilmediğini ispat mümkündür. Kaldı ki, işin teslimi için “Mülkiyetin devredilmiş” olması da "koşul" değildir; işin başında nasıl “yer teslimi” yapılıyor ise, işin bitimde de aynı işlemin yapılması “gerekli” ve yeterlidir. O halde “Mülkiyetin devredilmiş” olması, tek başına, “teslim” hükmünde değildir.
6.Sözleşme hükümlerine (?) göre…:
a.İş, "Anahtar teslimi" koşuluna bağlanmış; işin kabulü, geçici kabul-kesin kabul evrelerine ayrılmış da olabilir.
b.İşin teslimi bir koşulun gerçekleşmesine (örneğin iskân alınmasına) bağlanmış da olabilir.
Sonuç:
Koşul gerçekleşmeden mülkiyetin nakledilmiş olmasının; işin teslimi ve kabulü anlamında yorumlanamayacağı görüşündeyim.
Saygılarımla