|
Görüş
Egemen görüş; "yalnızca borçlu imzasını taşıyan, başka hiçbir kaydı ihtiva etmeyen bir poliçe veya bononun geçerli olarak tedavüle çıkarılabileceği,tanzim(keşide) tarihi de dahil noksan kayıtların sonradan tamamlanabileceği" yolundadır.
Oysa TTK.m.583,584,592,688,689 ve 690 hükümleri, egemen görüşün aksine hükümleri içermektedir:
1.TTK.nın 583 ve 688. maddeleri, poliçe ve bonoların hangi unsurları taşımaları gerektiğine işaret etmiş, ancak 584 ve 689. maddelerde, bazı unsurları diğerlerinden daha önemli olarak benimsemiş ve bu unsurlar bulunmadıkça bu senetlerin poliçe veya bono niteliğini haiz olmayacakları, açıkça belirtilmiştir.
2.Noksanlığı senetlerin niteliğine etki yapan bu unsurlar arasında senedin tanzim edildiği tarih, yani keşide tarihi de mevcuttur. Düzenlendiği tarihte keşide tarihini ihtiva etmeyen bir senet, TTK.m. 584 ve 689. gereğince, poliçe ve bono olarak kabul edilemez.
3.Keşidecinin ( borçlunun) elinden çıktığı anda poliçe veya bono niteliğini haiz olmayan bir belge alacaklı veya üçüncü bir kişinin fiiliyle sonradan poliçe veya bono niteliğini kazanamaz.
4.TTK.nın 592. maddedeki "açık poliçe" hükümleri de yanlış yorumlanmaktadır.. Maddede "Tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmamış bulunan bir poliçe ...... doldurulursa.." denilmektedir, ki bundan, tedavüle çıkarılırken senedin poliçe veya bono olması gerektiği açıkça anlaşılmaktadır.
5.TTK.nın 592. Maddesi; tedavüle çıkarılırken 584. ve 689. maddeler gereğince, asgari unsurları, yani senedin poliçe veya bono olarak kabul edilmesi için bulunması zorunlu olan unsurları taşıyan ve fakat diğer unsurları içermeyen senetlerde, tanzim sırasında bulunup bulunmaması senedin niteliğini etkilemeyen unsurların sonradan tamamlanabileceği şeklinde anlaşılmalıdır…Ki maddenin de amacı budur.
Sonuç:
1.Yukarıdaki gerekçelerle, düzenlendiği anda tanzim tarihi olmayan bir senedin poliçe veya bono niteliğini haiz olmadığı ve bu noksanlığın, sonradan tamamlanması olanaksız eksikliklerden olduğu, daha sonra bu noksanlıkların giderilmesinin senede poliçe veya bono niteliğini kazandıramayacağı ve böyle bir senede dayanılarak yapılan kambiyo takibinin iptali gerekmesi,
2.Olay bağlamında; tahrifatın ispatlanmış olmasının, takibin iptali için yeterli sayılması gerektiği
görüşündeyim.
Saygılarımla
|