|
|
|
|
Öncelikle Tüm Meslektaşlarıma Selamlarımı ve Saygılarımı Sunarım;
Kendisine Bir Hukuk Davasında Bilirkişi görevi verilen bir akademisyen (Fikri Sınai Haklar Konusunda-Hukukçu değil Tasarımsal yani Teknik) dosyayı 1 ay sonra imza karşılığı almış ve 1 adet ihtarattan sonra ve verilmesinden 1 yıl 1 ay sonra 4 sayfalık bir rapor ile geri vermiştir.
Akademisyen hakkında görevi ihmalden soruşturma başlatılmış ve bu konuda ceza yargılamasına başlanmıştır.
Hükümler kanımca geniş yorumlanmış ve sanık hakkında ceza uygulamasına (5 ay ve sonuçta paraya çevrilmiştir) karar verilmiş. Sanığın akademisyen olmasına ve elinde çok sayıda dosya da bulunmasına rağmen hükmün açıklanması geriye bırakılmamıştır.
Yargıtay Kanun Koyucu'nun 257/1-2. maddelerdeki haksız kazanç'ı haksız menfaat'e dönüştürmesi ile ilgili olan bir gerekçe ile diğer hususlara değinmeye gerek olmadan kararı bozmuştur.
Yerel mahkemeye tekrar gelen olay ile ilgili olarak hazırlanmak amacı ile inceleme yapmaya başladım.
İncelediğim eserlerde bilirkişiler ile ilgili olarak bu hükümler ile ilgili ayrıntılı bir değerlendirme bulunmamaktadır.
Mahkemenin (az da olsa) gecikmesinin kamu zararına neden olan bir durum olduğunu düşündüğünüz zaman suçu ortadan kaldıran sebepler bulma işi ise zorlaşmaktadır.
Görevi ihmal ile ilgili suçu ortadan kaldıran sebepler ne olabilir? (Sadece Bilirkişilikte değil genel olarak da olabilir.)
İş yoğunluğu (elinde birçok bilirkişi dosyası bulunması dahil ve ayrıca Üniversitedeki işler) , Hamilelik (Normal bir işleyişte geçmiş olan), Temsili görevler (seminer, jüri üyeliği, bölüm başkanlığı) gibi durumlar ne kadar ileri sürülebilirliği olan gerekçelerdir? (Daha önce ileri sürülmüş ve incelediğim ilk karardan pek etkin olmadığı düşünülmektedir.)
Doğal olarak ilk amacımız beraat olması gerektiği için suçu ortadan kaldıran sebepleri bulmaya öncelik tanımaktayım.
2.kez soru soruyorum buraya ve şimdilik pek cevap yazmamış olabilirim ama THS'ye her gün kullanıcı adı ve şifremi girmeden de girip okumaktan ve tartışmaları takip etmekten zevk almaktayım.
Tüm meslektaşlara sorumu okudukları için teşekkürler.
Saygılarımla.
|
|
 |
|
 |
|
Sayın meslektaşım,
Öncelikle görevi ihmal/kötüye kullanma suçları açısından bilirkişiler için özel ve ayrık bir hal yoktur. Zira, bu kişiler de TCK.m.6/1-c maddesi anlamında kamu görevlisi sayılmaktadırlar; ceza hukuku uygulamasında "daimi kamu görevlisi" gibi değerlendirilmektedirler.
Somut olayda, (dosya içeriğini bilmemekle birlikte) gecikmenin kamunun "ekonomik bakımdan bir zararına" yol açmadığı, zarar koşulunun suçun oluşumu açısından şart olduğu temelinde savunma yapılabilir. Maddede geçen kamunun zararından kastedilenin ekonomik bir zarar olarak düşünülmesi gerekir.
Yine, yargılanan kişilerin de bu gecikme nedeniyle herhangi bir mağduriyetlerine yol açılmamış olduğu savunulmalıdır. Mağduriyet zarara göre daha geniş bir kavramdır yalnız... Mesela, yargılanmak nedeniyle bir işe alınmamış olmak veya terfi/tayin hakkını yitirmek bir mağduriyettir.
Gerekçeli kararı ve dosyayı inceleyip ona göre karar verirsiniz...
Saygılarımla.