Sayın Meslektaşlarım önüme gelen bir olayla ilgili beyanda bulunmam gerekiyor, ÇOK ACİL yardımınıza ihtiyacım var. Şimdiden teşekkür ederim.

Müvekkil, bir x ltd.şti. ile sözlü kira sözleşmesi akdediyor. Buna göre bir depoya x'e ait mallar konuluyor. Bu arada saha kira bedeli olarak da faturalar x'e kesiliyor ve x, hiçbir itiraz sözkonusu olmadan fatturaları ödüyor.Aradan uzun bir süre geçtikten sonra 4 adet fatura ödenmiyor. Bu faturalar ödenmeyince x'e karşı icra takibi başlatılıyor. X bu takibe ve borca itiraz ediyor. Ardından itirazın iptali davası açılıyor, x şirketi bu davada kendisinin acente olduğunu dolayısıyla hasım gösterilemeyeceğini ancak müvekkiline izafeten davada hasım gösterilebileceğini beyan ediyor. Biz ise doğrudan acenteyi göstemişiz.

Sorun şu ki; müvekkil x şirketinin, yurtdışında mukim bir firmanın acentesi olduğunu ilk defa bu davada sunulan cevap dilekçesini okuyunca öğreniyor.Daha önce aralarında hiç bir şekilde böyle bir mevzuu geçmemiş, müvekkil deposunda tuttuğu malların x şirketine ait olduğunu zannediyor. x fşirketi de hiçbir zaman yurtdışında mukim müvekkilinden bahsetmemiş kaldı ki fatuaralar da x şirketi adına kesiliyor.

Biz yapmış olduğumuz itirazda, x şirketinin acente olduğunu bilmediğimizi, şirketin de kira sözleşmesi akdedilirken bu bilgiyi vermediğini, malların dahi kendisine ait olduğunu düşündüğümüzü, faturaların da onun adına kesildiğini beyan ettik.

Acaba acentelerin iş görürken, karşı tarafa acente olduğunu bildirme yükümü var mıdır? Çünkü ünvanında da acente kelimesi geçmiyor, anlamak imkansız. Kira sözleşmesi de sözlü dolayısıyla tarafımızdan ispata muhtaç. Lütfen yardımcı olur musunuz? Çıkış noktası yakalamaya çalışıyorum.

Sevgiler.