Mesajı Okuyun
Old 22-07-2011, 13:11   #17
Av. Eyüp KATI

 
Varsayılan

Y. 10. CD. ÜYESİ ALİ KINACI – Bir katkı yapmak istiyorum. Teşekkür ederim. 3167 sayılı kanunun ilk biçiminde de şikâyet hakkı sadece hamile tanınmıştı, hamil sözü geçiyordu. Fakat gerek Yargıtay 7. Ceza Dairesi gerekse benim mensubu olduğum 10. Ceza Dairesi, ki 91’de göreve başladı, bunu geniş yorumladı. Burada ibraz eden hamil şikâyet edebileceği gibi, ibraz ettikten sonra bunu kendinden önceki cirantalara vermişse o cirantaların da şikâyet hakkı var diye kabul etti, uygulama böyleydi. 2003 yılında 4814 sayılı kanunla 3167’de bir değişiklik yapıldı. Değişiklik yapılırken burada şikâyet hakkıyla ilgili gerek 7. Cezanın gerek 10. Ceza Dairesinin uygulamasının yasallaştıracak bir düzenleme yapıldı. Yani dairelerin görüşünü kanuna açıkça yansıttı. Şikâyet hakkı sadece ibraz eden hamile değil, elinde bulundurmak koşuluyla cirantalara, ödemede bulunmuşsa bankaya da aittir dendi; ama yeni kanun tekrar bu 4814 ile getirilen geniş şikâyet hakkını kaldırdı. İlk biçime döndü, hamil olarak döndü. Şimdi deniyor efendim ilk biçiminde de sadece hamil vardı ama geniş yorumlamıştık. Şimdi de yalnız hamil var gene geniş yorumlayabiliriz. Buna karşı şöyle denebilir: Evet o zaman sadece hamil olduğu halde yasa koyucu Yargıtay’ın uygulamasını bir tereddüt oluşturmamak için yasalaştırdı; fakat şuanda bu uygulamayı benimsemediği için bilerek isteyerek onları yasa metninden çıkardı, şikâyet hakkı olarak sadece ibraz eden hamili bıraktı denebilir. Buna bir ek daha yapmak isterim ben. Yeni kanunumuzun baştan beri hamile ödenir derken kastettiği hep ibraz eden hamildir. Maddeleri bütünüyle dikkate aldığımızda yasa koyucunun iradesinin sadece ibraz eden hamil olduğunu kabul etmek gerektiğini düşünüyorum. Teşekkür ederim.