Mesajı Okuyun
Old 21-12-2006, 18:24   #2
icra20

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2001/7084
K. 2001/6341
T. 9.10.2001
• İTİRAZIN İPTALİ ( Davalı Şirketin Borcunu Ödememesi Sebebiyle Çeke Dayalı Olarak Yapılan Takibe Vaki İtiraz )
• ÇEKTE ZAMANAŞIMI ( Çekin Zamanaşımına Uğraması Durumunda Tek Başına Alacağın Varlığı için Yeterli Kanıt Sayılamayacağından Çekin Yazılı Delil Başlangıcı Olarak Kabul Edilmesi )
• YAZILI DELİL BAŞLANGICI ( Çekin Zamanaşımına Uğraması Durumunda Tek Başına Alacağın Varlığı için Yeterli Kanıt Sayılamayacağından Çekin Yazılı Delil Başlangıcı Olarak Kabul Edilmesi )
• İSPAT ( Çekin Yazılı Delil Başlangıcı Kabul Edilip Delillerin Toplanması ile Tanıkların Dinlenilmesi ve Yemin Deliline Dayalı Olarak İddianın İspatı Yoluna Gidilmesi )
• ÇEKE DAYALI TAKİP ( Taraflar Arasındaki Temel İlişki Nedeniyle Borçlu Tarafından İmzalanıp Verilen Çekin Zamanaşımına Uğraması Sebebiyle Çekin Yazılı Delil Başlangıcı Kabul Edilmesi )
2004/m.67
1086/m.292
6762/m.726
ÖZET : Temel ilişki nedeniyle borçlu tarafından imzalanıp verilen çek zamanaşımına uğradığında tek başına alacağın varlığı için yeterli kanıt sayılamayacağından, çek yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilip, tanık da dahil gösterilecek tüm deliller toplanılmak ve yemin deliline de dayanıldığı gözetilmek suretiyle iddianın kanıtlanması yoluna gidilmelidir.
DAVA : Taraflar arasında itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı: vekili, müvekkili şirketin davalı şirketle olan ticari ilişkisi sonucu 29.10.1999 keşide tarihli 1.550.000.000 TL ve 27.10.1999 keşide tarihli 1.100.000.000 TL tutarındaki çeklerle toplam 2.650.0000.000 TL alacaklı olduğunu, şifahi ödeme uyarılarına rağmen davalı şirketin borcunu ödemediğini, girişilen icra takibinin itiraz üzerine durduğunu belirterek haksız itirazın iptali ile takibin devamını ve lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takibe konu borcun zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini ve % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, icra takibine dayanak yapılan çeklerin zamanaşımına uğramış olduğu gerekçesiyle davanın reddine, % 40 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
TTK.nun 726. maddesinde ""Hamilin; cirantalarla keşideci ve diğer çek borçlularına karşı haiz olduğu müracaat haklarının ibraz müddetinin bitiminden itibaren altı ayı geçmekle müruruzamana uğrayacağı"" öngörülmüş, diğer bir anlatımla bu durumda hamil'in kambiyo hukukunun kendisine tanıdığı haklardan yararlanma olanağını yitirdiği hüküm altına alınmıştır.
Ancak, bu halin, çekin bir temel ilişki sebebiyle borçlu tarafından imzalanıp, tevdi edilmiş olduğu dikkate alındığında, lehdarın temel ilişkiye dayanarak dava açma hakkını etkilememesi gerektiği kuşkusuzdur. Ne var ki zamanaşımına uğramış olan çek artık tek başına alacağın varlığının kanıtı olarak yeterli kabul edilemeyecektir. Bu itibarla keşidecinin imzasını taşıyan çeke HUMK.nun 292. maddesi uyarınca yazılı delil başlangıcı ( Mukaddimei beyyine ) olarak dayanılıp, tanık da dahil gösterilecek tüm deliller toplanılmak suretiyle iddianın kanıtlanması yoluna gidilmelidir.
Somut olayda; davacının lehdar, davalı şirketin ise keşideci olduğu çeklerin, süresinde müracaat edilmemesi sebebiyle zamanaşımına uğradığı ve davacı tarafından söz konusu çeklere dayanılarak icra takibine geçildiği ve borçlunun zamanaşımını da ileri sürerek ödeme emrine itiraz etmesi üzerine açılan itirazın iptali davasında davacının taraflar arasında süregelen ticari ilişki nedeniyle çeklerin keşide edilmiş olduğunu, uyarılara rağmen borç ödenmediğini ve girişilen takibe de haksız olarak itiraz edildiğini bildirilip temel borç ilişkisine dayandığı görülmektedir.
Bu durumda, davacıya yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde iddiasını kanıtlama olanağının tanınması ve ""her türlü kanıt"" denilmek suretiyle yemin deliline de dayanılmış olduğunun gözetilmesi gerekirken, bu yönler dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmediği gibi, İİK.nun 67/2. maddesi uyarınca icra takibine girişmekte kötüniyetli olduğu kanıtlanmadan davacı alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmolunması da kabul şekli itibariyle isabetli değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ( BOZULMASINA ), peşin harcın istek halinde iadesine, 9.10.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtayın kararının olayınızla bağlantısı olabilir. Kaynak Kazancı Hukuk