Mesajı Okuyun
Old 15-07-2011, 15:43   #4
xploide

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım, öncelikle sigorta hukukuna kısaca değinelim ki olayda uygulayacağımız rejim kafamızda şekillensin. Sizin olayınızda anladığım kadarı ile hedefiniz aracınızın zararını kusurlu gördüğünüz tarafların kendilerinden yahut trafik sigortalarından tahsil etmek. Bu noktada da az önce değindiğim gibi sigorta hukukuna ve borçlar hukukuna değinmemiz gerekiyor. Bildiğiniz gibi ZMM yani zorunlu mali mesuliyet sigortaları araçların trafikte işletilmekte iken verdikleri zararın tazminine yönelik sigortalardır. Ancak dikkatinizi çekmek isterim ki buradaki sigortanın altında yatan temel prensip haksız fiil sorumluluğuna dayanmaktadır. Sizin olayınızda sigorta şirketinin davranışı ayrı ancak daha sonradan tespit ile aldığınız bilirkişi raporu eğer söylediğiniz gibi ise ap ayrı. Neden derseniz, olayınızda çarpma fiiline karışan sizin ve diğer şahsın aracı var, bu durumda sabit ve park halinde duran araçlara kusur izafesi kanaatime göre mümkün değildir. Buradaki bilirkişi nasıl bir bilirkişi tabi onu da bilemiyoruz. Normalde duran bir aracı dikkate almadan seyrine devam eden ve bu nedenle kazaya karışan tarafın kusurlu olması gerekir.Zira diğer araç işletilmekte olmayıp doğrudan doğruya size verdiği bir zarar da söz konusu değildir. Öte yandan bu aşamada tespit davası açmanızda da bence hukuki yarar yok. Haksız fiilden kaynaklanan bir tazminat davasını olaya karışan diğer aracın sürücüsü, sürücüden farklı ise ruhsat sahibi ile birlikte sürücüsü ve aracın sigorta şirketine karşı açmanız, mahkeme heyeti ile keşife gidipp dosyanın da ehil bir bilirkilşi heyetine tevdiini istemeniz bence daha makul olurdu. Böyelikle gerçek kusur oranları ortaya çıkar ve o oranda zararınızı tazmin edebilirdiniz. Sigorta şirketleri sadece sizin yaptırdığınız bu tespite dayanarak herhangi bir ödemede bulunmayacaktır kanaatindeyim. Saygılarımla