Mesajı Okuyun
Old 12-07-2011, 12:11   #3
ekinheval

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

15. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/7729

K. 2006/173

T. 23.1.2006

• İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Dava Konusu Olayda Davacı Vekili Tarafından Verilen Islah Dilekçesi İle Davanın Alacak Davası Olarak Yürütülmesi Talep Edildiğinden Bu Durumda Mahkemece Davanın Alacak Davası Olarak İncelenip Sonuçlandırılması Gereği )

• ISLAH DİLEKÇESİ ( İle Davanın Alacak Davası Olarak Yürütülmesi Talep Edildiğinden Bu Durumda Mahkemece Davanın Alacak Davası Olarak İncelenip Sonuçlandırılması Gereği - İtirazın İptali )

• ALACAK DAVASI ( Dava Konusu Olayda Davacı Vekili Tarafından Verilen Islah Dilekçesi İle Davanın Alacak Davası Olarak Yürütülmesi Talep Edildiğinden Mahkemece Davanın Alacak Davası Olarak İncelenip Sonuçlandırılması Gereği - İtirazın İptali )

2004/m.67

ÖZET : Dava İİK.nun 67. maddesine dayanılarak açılan davalının icra takibine vaki itirazının iptaline ilişkindir. Dava konusu olayda davacı vekili tarafından verilen 3.5.2004 tarihli ıslah dilekçesi ile davanın alacak davası olarak yürütülmesi talep edildiğinden bu durumda mahkemece davanın alacak davası olarak incelenip sonuçlandırılması yerine davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış kararın bozulması uygun görülmüştür.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava İİK.nun 67. maddesine dayanılarak açılan davalının icra takibine vaki itirazının iptaline ilişkindir. Mahkemece İİK.nun 67. maddesindeki sürede davanın açılmadığından bahisle davaya itirazın iptali olarak bakılamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekten de İcra dairesine yapılan itirazın alacaklıya tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde dava açılmaması halinde davanın itirazın iptali davası şeklinde incelenemeyeceği ve kendiliğinden alacak davasına dönüşmeyeceği kabul edilmekte ise de, dava konusu olayda davacı vekili tarafından verilen 3.5.2004 tarihli ıslah dilekçesi ile davanın alacak davası olarak yürütülmesi talep edildiğinden bu durumda mahkemece davanın alacak davası olarak incelenip sonuçlandırılması yerine davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış kararın bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 23.1.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

15. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/6964

K. 2005/5466

T. 17.10.2005

• İTİRAZIN İPTALİ İLE TAKİBİN DEVAMI İSTEMİ ( Temyize Konu Davanın Açıldığı Tarih İtibariyle 1 Yıllık Sürenin Geçtiği ve Bu Nedenle Davanın İtirazın İptali Davası Olarak Nitelendirilemeyeceği )

• BİR YILLIK SÜRENİN GEÇMESİ ( Temyize Konu Davanın Açıldığı Tarih İtibariyle 1 Yıllık Sürenin Geçtiği ve Bu Nedenle Davanın İtirazın İptali Davası Olarak Nitelendirilemeyeceği )

• DAVANIN ISLAHI ( Davacı Davanın Alacak Davası Olarak Sürdürülmesini İstemiş Olduğundan Mahkemece İşin Esasına Girilerek Sonuçlandırılması Gerektiği - İtirazın İptali )

2004/m.67

1086/m.83,87

ÖZET : Dava, İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılmış ve davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamı istenmiştir. Temyize konu davanın açıldığı tarih itibariyle 1 yıllık sürenin geçtiği ve bu nedenle davanın itirazın iptali davası olarak nitelendirilemeyeceği ortadadır. Ne var ki, davacı dilekçesiyle davayı ıslah ettiğini bildirerek davanın alacak davası olarak sürdürülmesini istemiş olduğundan mahkemece işin esasına girilerek sonuçlandırılması yerine İcra Hakimliğinde dava açıldıktan sonra iptal davası açılamayacağı gerekçesiyle "ıslah talebi gözönünde tutulmadan" davanın reddi doğru olmamıştır.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava, İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılmış ve davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamı istenmiştir. Mahkemece, davacının daha önce itirazın kaldırılması için İcra Mahkemesine gittiği, bundan sonra genel mahkemede iptal davası açamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerçekten de itiraz üzerine duran icra takibinin devamı için İcra Hakimliğine gitmeyen alacaklının İİK.nun 67. maddesi uyarınca mahkemede iptal davası açması mümkündür. İtirazın kaldırılması için İcra Hakimliğine dava açan alacaklının bu yolu bırakıp, genel mahkemede itirazın iptali davası açabileceği gibi daha önce İcra Hakimliğinde itirazın kaldırılması için açtığı davanın reddedilmiş olması da iptal davası açma hakkını ortadan kaldırmaz, ancak dava bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olmalıdır ( Bkz. Prof.Dr.Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku El kitabı Kasım 2004 sayfa 219 ). Dava konusu olayda, 3.9.2002'de takibe itiraz edilmiş ve 10.10.2002'de İcra Hakimliğinde itirazın kaldırılması talep olunmuştur. Temyize konu davanın açıldığı 6.1.2004 tarihi itibariyle 1 yıllık sürenin geçtiği ve bu nedenle davanın itirazın iptali davası olarak nitelendirilemeyeceği ortadadır. Ne var ki, davacı 29.3.2004 tarihli dilekçesiyle davayı ıslah ettiğini bildirerek davanın alacak davası olarak sürdürülmesini istemiş olduğundan mahkemece işin esasına girilerek sonuçlandırılması yerine İcra Hakimliğinde dava açıldıktan sonra iptal davası açılamayacağı gerekçesiyle "ıslah talebi gözönünde tutulmadan" davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle kararın temyiz eden davacı şirket yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazları ile davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 17.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/9694

K. 2009/1327

T. 9.2.2009

• İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Dava Dilekçesi İle İtirazın İptali Davası Açıldıktan Sonra Islah İle Davanın Alacak Davasına Çevrilmesinin Talep Edildiği - Talep Doğrultusunda Davanın Alacak Davası Olarak Değerlendirileceği )

• ISLAH DİLEKÇESİ ( Dava Dilekçesi İle İtirazın İptali Davası Açıldıktan Sonra Islah İle Davanın Alacak Davasına Çevrilmesinin Talep Edildiği - Talep Doğrultusunda Davanın Alacak Davası Olarak Değerlendirilmesi Gereği )

• ALACAK DAVASI ( İtirazın İptali Davası Açıldığı/Islah İle Davanın Alacak Davasına Çevrilmesinin Talep Edildiği - Talep Doğrultusunda Davanın Alacak Davası Olarak Değerlendirileceği )

2004/m.67

1086/m.83, 87

ÖZET : Davacı, dava dilekçesi ile itirazın iptali talebinde bulunmuş; daha sonra ise ıslah dilekçesi vererek davanın alacak davası olarak görülmesini talep etmiştir. İtirazın iptali davası ıslahla alacak davasına dönüştürülebilir. Mahkemenin davayı alacak davası olarak değerlendirip sonuçlandırması gerekirken, itirazın iptali davası olarak sonuçlandırması yasaya aykırıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalıya ödünç para verdiğini, karşılığında bono aldığını, davalının kendisini oyalayıp senedin zamanaşımına uğramasına sebep olduğunu, borcun ödenmediği gibi icra takibine de itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini istemiştir. 12.05.2006 tarihli dilekçe ile talebini ıslah ederek davanın alacak davası olarak görülmesini talep etmiştir.
Davalı, davacıdan satın aldığı kavak ağaçlarının karşılığında verdiği bono bedelini ödediğini, ancak bononun iade edilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davanın reddine dair mahkemenin ilk kararının davacının temyizi üzerine dairemizce bozulması sonucu yapılan yargılamada davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağın % 40'ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı, dava dilekçesinde itirazın iptalini istemiş ve ancak 12.05.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile davanın alacak davası olarak görülmesini istemiştir. Davacı ıslah dilekçesindeki talebi ile bağlı olup, bu nedenle davanın alacak davacı olarak görülüp sonuçlandırılması zorunludur.
Mahkemece davaya alacak davası olarak bakılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde İtirazın iptali olarak karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bent uyarınca temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 09.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.