Mesajı Okuyun
Old 07-07-2011, 15:49   #3
Av.Özlem PEKSÜSLÜ

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY
2. Hukuk Dairesi







YARGITAY İLAMI

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği

1- Davacı dava dilekçesinde Mustafa ve Ahmet'i şahit olarak göstermiştir. İkinci
tanıklistesi verilemez. (HUMK. md.274) Bu nedenle 9.5.2005 tarihli dilekçede gösterilen şahitlerin itibar edilemez.

Terk hukuki dayalı bir dava yoktur.

Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacının
tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule olmayan olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

2- Boşanma veya davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1) geçimine, (TMK md.185/3) yönetimine (TMK. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve (TMK.md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır. (TMK. md.169) O halde dava inden geçerli olmak üzere, herhangi bir işi ve geliri olmayan kadın yararına Türk Medeni Kanununun 185/3, 186/3 maddelerine uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

Temyiz olunan 1. ve 2. bentlerde yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz yatırana geri verilmesine, işbu tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar 21.06.2006 çar.



Kaynak :Corpus Arşiv









T.C.

YARGITAY
8. Hukuk Dairesi







B.Ç. ve ile E.Ç. ve aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen dair Kars 1. Hukuk Hakimliği'nden verilen 24.09.2003 gün ve 427/279 sayılı duruşma yapılma suretiyle YARGITAY'ca incelenmesi davalılar vekili ından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin ya tabi olduğu ve duruşma için 29.06.2004 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü taraflar ve vekilleri gelmediklerinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildi. Temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya , gereği düşünüldü:

Davacılar vekili, dava konusu 476 ada 88 parselin, ortak kök miras bırakan N.Ç'nin ölümü ile tüm mirasçılarına kaldığını, taksim yapılmadığını, vekil edenlerinin de miras payının bulunmasına rağmen tamamının davalılar adına tescil edildiğini, aşamasında kamulaştırma tamamlanmaması durumunda payları oranında tapu kaydının iptali ile tesciline, kamulaştırma işleminin tamamlanması durumunda ise davalılara ödenen kamulaştırma bedelinden paylarına düşen miktarın davalılardan alınarak vekil edenlerine ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalılar vekili, taşınmazın ortak kök miras bırakan ile ilgisinin olmadığını, vekil edenlerinin yakın miras bırakan babaları Ş.Ç'den kaldığını, hükmen adlarına tescil edildiğini reddine karar verilmesini

Mahkemece, dan G.Ç'nin isteği hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davacıların açtıkları davanın ise kısmen kabulü ile miras payı oranında kamulaştırma bedelinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, sair isteklerin reddine karar verilmesi üzerine; hükmün, kabule ilişkin bölümü davalılar vekili temyiz

Dava konusu 476 ada 88 parsel, 20.11.1973 tarihindeki kadastroda, hali yerlerden iken Ş.Ç. açılarak haline ise de, zilyetlik süresi bilinmediğinden Hazine adına tespitinin gerektiği, ancak Kars 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1974/502 E. sayılı davalı olduğu belirtilerek malik sütunu boş bırakılmıştır. Söz konusu dava dosyasında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi üzerine 13.09.1995 tarihinde tarla niteliği ile Hazine adına tapuya tescil edilmiştir. Sonradan temyize konu dosyanın davalılarının miras ve eklemeli zilyetliğe , Hazine aleyhine Kars 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açtıkları dava verilen 11.09.1997 tarih ve 1986/81 E. 1997/148 K. sayılı kesinleşen ile davalılar adına tapuya tescil edilen taşınmaz, kamulaştırma nedeniyle aynı ada 479 ve 480 parsellere ayrılmış ve D.S.İ. Genel Müdürlüğü adına tapuya tescil edilmiştir. Davacılar taşınmazın kök miras bırakan N.Ç.'den kaldığını iddia etmişler, davalılar yakın miras bırakanları Ş.Ç'den kaldığını savunmuşlardır.

bozma ilamında, iddia ve savunma çerçevesinde taşınmaz başında yapılacak taraf
tanıklarının dinlenilmesi istenildiği halde gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Mahkemece davacılar tarafından dava dilekçesi ile bildirilen ilk listedeki tanıklar dışında, başka tanıklar bunların dayanılarak hüküm kurulmuştur. HUMK.nun 274. e göre, bir dava nedeniyle birden ziyade tanıklistesi verilemeyeceği gibi liste dışından tanık dinlenilmesi mümkün değildir. İkinci tanıklistesi verme yasağı kamu düzeniyle ilgilidir. Yargıtay HGK.nun 15.05.1963 tarih, 5/11-16 sayılı kararında belirtildiği gibi, bu yasak sürüncemede bırakılmasını önlemek ve azaltmak amacıyla konulmuştur. Mahkemece yargılamanın yönetimi ile ilgili bulunan bu emredici kural göz önünde tutulmaksızın ikinci liste ile bildirilen tanıklar dinlenerek bunların sözlerine göre hüküm kurulmuş olması kanuna

SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazları bu olduğundan kabulü ile açıklanan nedenle BOZULMASINA ve 735.000.000.- Lira peşin harcın istek temyiz edene iadesine 29.06.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Kaynak :Corpus Arşiv


Bahsettiğiniz yargıtay kararı başka kararın içinde geçiyordu.Fakat corpusta bulamadım.Hatırladığım kadarıyla yerleşmiş yargıtay kararlarının bu yönde olmadığından bahsediyordu.

İkinci tanık listesinin verilmesinin istisnaları olarak da tanığın ölümü ve karşı tarafın dinletmekten vazgeçtiği tanık beyanlarını belirtmişti.

Not:Kararlardaki eksiklikler programdan kaynaklanıyor.