Mesajı Okuyun
Old 01-07-2011, 14:05   #11
denipre

 
Varsayılan

Sayın Evran katkınızdan dolayı teşekkürler.Sunmuş olduğunuz kararlarla mahkemenin ispat yükü olan davacıya yemin teklifini hatırlatması gereği anlaşılıyor.Bu kararlar dan haberdardım.Olayla birebir örtüşen bir kararı da ben ekleyeyim.Bu halde yapılması gereken mahkemenin ara kararından dönmesi için talep de bulunarak ,davacıya yemin teklifini hatırlatmasını sağlamak olacak sanırım.Aksini düşünen meslektaşların görüşlerini bekliyorum.Saygılar ...
İlgili karar :T.C.
YARGITAY
Onüçüncü Hukuk Dairesi
E: 2001/3207
K: 2001/4055
T: 17.4.2001


DAVA :
Taraflar arasındaki iptal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı Avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR :
Davacı, KİRAcısı olan davalının KİRA, elektrik ve apartman aidat borcunu ödemediğini, toplam 715.418.000.- TL. nın tahsili amacıyla yaptığı icra takibine de itiraz ettiğini ileri sürerek itirazının iptaline % 40 tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacı ile aralarında KİRA sözleşmesi bulunmadığını beyanla davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, dava dışı site yönetimince düzenlenen apartman aidat makbuzu, tanık anlatımları ve davacıya resen teklif edilen YEMİN esas alınarak bilirkişi raporu doğrultusunda 583.418.000.- TL. üzerinden itirazın iptaline % 40 tazminatın ödetilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, bu davada davalının KİRAcısı olduğu hukuki sebebine dayanarak istemde bulunmuş; davalı ise KİRA hukuki İLİŞKİSİNİ inkâr etmiştir. Bu durumda davacı, davalıyla aralarında KİRA sözleşmesi bulunduğunu yasal delillerle kanıtlamakla yükümlüdür. ( HUMK: madde 288 ) davacı ile davalı arasında davalının imzasını taşıyan yazılı bir KİRA sözleşmesinin bulunmadığı mahkemenin de kabulündedir. Davalının taşınmazda KİRAcı olduğuna delalet eden ve davalıdan sadır olduğu saptanan HUMK 292 maddesinde öngörülen nitelikte bir yazılı delil başlangıcı da davacı tarafından ibraz edilmemiştir. Davada dayanılan taşınmazın bulunduğu site yönetimince düzenlenen makbuzda davalının imzası bulunmamaktadır. Yönetimin her zaman düzenleyebileceği bu nitelikteki bir belgenin usulün anılan maddesine uygun yazılı delil başlangıcı olarak kabulüne de hukuken olanak yoktur. Davacının iddiasını tanıkla İSPATına davalının HUMK. 289 maddesine uygun açık bir onayı da bulunmamaktadır. Hal böyle olunca bir takım varsayımlara dayanılarak davacının KİRA hukuki İLİŞKİSİNİ kanıtlandığı kabul edilemez.
Bu durumda KİRA İLİŞKİSİNİn varlığını İSPAT konusunda davacı, dava dilekçesiyle "her tür kanuni delil" demek suretiyle YEMİN deliline de dayanmış olduğundan kendisine davalıya YEMİN teklif etme hakkı hatırlatılmalı, bunun sonucuna göre taraflar arasında hukuki İLİŞKİSİNİn bulunup bulunmadığı tesbit edilmeli ve böylece bir karar verilmelidir. Mahkemenin taraflar arasındaki uyuşmazlığı nitelendirmede ve mevcut delilleri değerlendirmede hataya düşerek yazılı şekilde hüküm kurmuş olması, usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ :
Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.