Mesajı Okuyun
Old 29-06-2011, 17:47   #2
Levent Cirit

 
Varsayılan

İşinize yarayacağını düşünüyorum;

T.C. YARGITAY

3.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/3498
Karar: 2005/4075
Karar Tarihi: 14.04.2005


SUYA VAKİ MÜDAHALENİN ÖNLENMESİ DAVASI - SUYUN DAVACI VE DAVALI TARAFA AİT OLMADIĞI - SUYUN KAMULAŞTIRILMASI KARARI ALINDIĞI - SUDA HAK İDDİA ETMEK ANLAMINDA OLUP ASLİ MÜDAHALE TALEBİ NİTELİĞİNDE OLDUĞU - DAVA İÇİN AYRI HARÇ ÖDENMESİ GEREĞİ

ÖZET: Somut olayda müdahil davacı Yeşilce Belediyesinin 6.4.2001 havale tarihli dilekçesi ile suyun davacı ve davalı tarafa ait olmadığı gibi Belediye hudutları içerisinde kalan Yeşilyurt mahallesine ait olduğu gerekçesi ile bu suyun kamulaştırılması kararı alındığını davalının vaki müdahalesinin önlenmesi istenilmiştir. Bu istem; suda hak iddia etmek anlamında olup asli müdahale talebi niteliğindedir. Ancak, asli müdahale davası açan kişinin (asli müdahale davacısının) bu dava için ayrı harç ödemesi gerekir.

(1086 S. K. m. 53, 54, 55, 56, 57, 58, 389) (492 S. K. m. 27, 32)

Dava: Dava dilekçesinde suya vaki müdahalenin önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Karar: Davacı dava dilekçesinde, Gürleyik mevkiindeki tapulu taşınmazından çıkan özel suyuna davalı Konacık Köyü tüzel kişiliği tarafından haksız müdahale edildiğini ileri sürülerek suya vaki müdahalenin önlenmesi istenilmiştir.

Davalı, suyun daha önce görülen dava sonucunda kendilerine verildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davacının ve müdahil davacı Yeşilce Belediyesinin davasının reddi cihetine gidilmiş, hüküm, süresinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Hukukumuzda davaya müdahale (katılma) iki türlü olur. Feri müdahale ve Asli müdahale, Bunlardan fer'i müdahale kanun tarafından düzenlendiği halde (HUMK. 53-58) asli müdahale doktrin ve Yargıtay tarafından geliştirilmiş ve kabul edilmiştir. Her iki kurumun davadaki konumu ve sonuçları fark*lıdır.

Feri müdahalede; üçüncü kişi hukuki yararı olduğu gerekçesiyle görül*mekte olan davaya ancak, taraflardan birinin yanında ve onun yardımcısı ola*rak katılır. Mahkeme, feri müdahale dilekçesi üzerine müdahale talebinin ka*bulüne veya reddine karar verir. Müdahale talebinin kabulüne ilişkin karar yalnız başına temyiz edilemeyeceği gibi müdahale talebinin reddine ilişkin kararı fer'i müdahil, asıl hüküm verildikten sonra lehine müdahale etmek iste*diği taraf aleyhine verilmiş olan hükme karşı temyiz yoluna başvurarak hük*mün, müdahale talebinin haksız olarak reddedilmiş olması nedeniyle bozul*masını isteyebilir. Fer'i müdahil, lehine katıldığı tarafla birlikte hareket ederek davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip eder. Hüküm lehine müda*hale edilen taraf hakkında verilir. Müdahil hakkında karar verilemez. Müdahil hükmü lehine katıldığı tarafla birlikte temyiz edilebilir.

Hukukumuza içtihat yoluyla giren asli müdahalede ise; iki kişi arasında belli bir şey veya hak üzerinde dava devam ederken, üçüncü bir kişi, taraflar*dan bağımsız olarak bu dava konusu olan şey veya hak üzerinde bir hak sa*hibi olduğunu iddia ederek asli müdahale talebinde bulunur. Asli müdahale davası ilk davadan bağımsız olduğundan ayrı harç ödenir. Aslı müdahilin harç ödemesi ile asli müdahale tamamlanmış olur. Mahkemenin, asli müda*hale talebinin kabulüne karar vermesine gerek yoktur. Asli müdahale (davası) bağımsız (ayrı) bir dava olduğundan bununla dava açılmasının bütün sonuç*ları doğar. Mahkeme, asli müdahale davası hakkında ayrı bir hüküm verir ve asli müdahil verilen hükmü taraflar temyiz etmese bile onlardan bağımsız ola*rak yalnız başına temyiz edebilir. Görüldüğü gibi, fer'i müdahale ve asli mü*dahale kurumlarının davadaki konumu ve sonuçları farklıdır.

Somut olayda; müdahil davacı Yeşilce Belediyesinin 6.4.2001 havale tarihli dilekçesi ile suyun davacı ve davalı tarafa ait olmadığı gibi Belediye hudutları içerisinde kalan Yeşilyurt mahallesine ait olduğu gerekçesi ile bu suyun kamulaştırılması kararı alındığını davalının vaki müdahalesinin önlenmesi istenilmiştir. Bu istem; suda hak iddia etmek anlamında olup asli müdahale talebi niteliğindedir.

Ancak, asli müdahale davası açan kişinin (asli müdahale davacısının) bu dava için ayrı harç ödemesi gerekir. Çünkü, asli müdahale davası, ilk davadan bağımsız ayrı bir davadır.

Asli müdahil, asli müdahale davası için gerekli harcı ödemez ise mahkeme, asli müdahale talebini inceleme konusu yapamaz (Harçlar K. m.27/3, m.32 ).

Bundan ayrı olarak da; hükmün birinci bendinde <müdahil davacının davasının reddine> karar verildiği halde hükmün sonuç kısmında <artan suyun müdahil davacıya bırakılması> şeklindeki karar HUMK.'nun 389. maddesine aykırılık oluşturmaktadır.

O halde mahkemece, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve Yargıtay'ın kökleşmiş içtihatları*na aykırı olarak farklı hukuki sonuçlara yol açacak bir uygulama ile asli mü*dahalenin feri müdahale olarak kabulü ile harç alınmaksızın müdahil lehine hüküm kurulması şeklinde oluşturulan karar isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.04.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı