27-06-2011, 12:20
|
#8
|
|
Kanunsuz suç ve ceza olmaz. Kanun metni aşağıda sunulmuştur:
TCK
Zimmet
MADDE 247 - (1) Görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (AĞIR CEZA MAHK.)
....
Kanun’a göre zimmet suçunun oluşması için malın zilyetliğinin sanığa devredilmiş olması veya sanığın malın koruma ve gözetimiyle yükümlü olması gerekir. Halbuki sorudaki olayda sanığa güvenilmemiş ve maaşlar sanığın eline verilmemiştir. Sanığın maaşlar üzerinde zilyetliği veya koruma yükümlülüğü bulunmamaktadır.
Kanun’daki tanıma göre zimmetin oluşması için malın sanığın eline değmesi gerekir. Bir başka deyişle zimmet suçu ancak mal üzerinde işlenebilir. Halbuki sorudaki olayda suç kağıt üzerinde işlenmiştir.
Kağıt üzerinde işlenen suç, unsurlarına göre dolandırıcılık veya sahtecilik veya görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur.
Kanun yararına bir Yargıtay kararı daha sunuyorum:
T.C. YARGITAY
5.Ceza Dairesi
Esas: 2009/3123
Karar: 2009/5975
Karar Tarihi: 20.05.2009
ÖZET: Tahakkuk memuru olarak maaş listesini hazırlamakla görevli olan sanığın, görevi nedeniyle tevdiin bulunmaması ve sanığın bu paralar üzerinde koruma, gözetim sorumluluğunun olmaması nazara alındığında; müteselsilen nitelikli dolandırıcılık ve aldatma yeteneği bulunduğunun saptanması halinde resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturacağı gözetilmeden kül halinde nitelikli zimmet suçundan hüküm kurulması isabetsizdir.
(5237 S. K. m. 204, 247, 158)
Telekom Erzurum İl Müdürlüğünde tahakkuk memuru olarak maaş listesini hazırlamakla görevli olan sanığın, gerçekte kurumda çalışmayan kişilerin adını maaş listesine ekleyip internet ortamında Vakıflar Bankası Genel Müdürlüğünden onay aldıktan sonra bankanın Erzurum şubesine teslim ettiği ve daha önce kurumda çalışıp başka il müdürlüklerine tayin olan kişilerin adını listeden çıkarmayarak gerçeğe aykırı şekilde liste düzenlediği ve bu şahıslar adına maaş tahakkuk ettirdiği, ita amirince onaylanmasını müteakip resmi belge niteliğini kazanan belgelere dayanarak, kurumda çalışmayan kişiler adına açılan banka hesaplarına yatan bu paraları bankomat kartları ile ATM cihazlarından çekmesi, diğer illerde çalışan ve mükerrer maaş ödenen şahıslarla telefon ile irtibat kurarak yanlışlık yaptığından bahisle paraların iadesini isteyip, kendi banka hesabına ve adına havale yapılmasını sağlaması, ayrıca kendi adına mükerrer maaş tahakkuk ettirerek hem bankadan hem de kurum veznesinden maaş almak suretiyle haksız kazanç elde etmesi biçiminde gerçekleştiği kabul edilen eylemlerinde; görevi nedeniyle tevdiin bulunmaması ve sanığın bu paralar üzerinde koruma, gözetim sorumluluğunun olmaması nazara alındığında; müteselsilen nitelikli dolandırıcılık ve aldatma yeteneği bulunduğunun saptanması halinde resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturacağı gözetilmeden kül halinde nitelikli zimmet suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
Sonuç: Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları ve duruşmalı inceleme sırasındaki savunmaları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK. nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.05.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
(Kaynak: Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı)
|