|
T.C.
YARGITAY
19.HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
Esas Karar
2009/2116 2009/2660
02.04.2009
• HESABIN KAT EDİLMESİ
• İHTİYATİ HACİZ İSTEMİ
• ALACAĞIN MUACCELİYETİ
ÖZET: İİK m.257 gereğince, ihtiyati haciz talebinin kabulü için borçlunun temerrüde düşmesine gerek bulunmamaktadır. Alacağın muaccel olması yeterlidir. Kredi sözleşmesinde bankaya tanınan, alacağını dilediği zaman kat etme yetkisi geçerlidir. Bu yetkiye istinaden çekilen hesap kat ihtarnamesi üzerine alacak muaccel olur ve ihtiyati haciz talep edilebilir.
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin incelenmesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı talebin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde ihtiyati haciz isteyen vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
İhtiyati haciz isteyen vekili, müvekkili Banka ile borçlu M. D. Ltd. Şti arasında iki adet genel kredi sözleşmesi bulunduğunu, diğer borçluların da bu sözleşmelerin müteselsil kefilleri olduklarını, sözleşme uyarınca 17/10/2008 ve 16/10/2008 tarihlerinde çekilen ihtarnamelerle kredi hesabının kat edildiğini ve alacağın muaccel olduğunu belirterek ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, ihtiyati haciz isteyen Bankanın genel kredi sözleşmeleri uyarınca sözleşmeyi feshedip hesabı kat etme yetkisinin bulunmasına rağmen MK'nin 2'nci maddesi uyarınca bu hakkını iyiniyet kurallarına uygun olarak kullanması gerektiği, sırf kendi menfaatine ve başkasının zararına olarak bir hakkın kullanılmasını kanunun himaye etmediği, talep dilekçesinde borçluların ödemelerini aksatarak temerrüde düştükleri konusunda bir bilgi bulunmadığı, şirket ve kişilerden talep edilen kredinin bankayı zor duruma soktuğunun iddia edilmediği, hesabın kat edilmesi ile alacağın muaccel sayılmasının ancak temerrüt ve ödememe hâlinde söz konusu olabileceği, somut olayda böyle bir durumun söz konusu olmadığı ve muaccel bir alacak bulunmadığı belirtilerek ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiştir.
İhtiyati haciz isteyen vekili kararı temyiz etmiştir.
İcra ve iflâs Kanunu'nun (İİK'nın) 257'nci maddesinin l'nci fıkrası uyarınca “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir” Bu hükme göre, rehinle temin edilmemiş bir para alacağının muaccel hale gelmesi durumunda alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. Diğer bir ifadeyle ihtiyati haciz talep edilebilmesi için borçlunun temerrüde düşmesi şeklinde bir koşul kanunda öngörülmemiştir Ayrıca, İİK'nın 258, i hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin "alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması" yeterlidir.
Mahkemenin "alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından" anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasanın 2'nci maddesinde yer alan hukuk devleti" ilkesinin bir gereği olarak, bireylere etkin hukukî himaye sağlamaktır, ihtiyati haciz yargılamasında, etkin hukukî himaye sağlamak, bunu sağlarken mümkün olduğunca çabuk ve seri hareket etme gerekliliği, usul kurallarına göre maddi hukuka dayanan hakkın araştırılmasından önce gelir. Maddi hukuka göre kimin haklı kimin haksız olduğu ve Medeni Kanunun 2'nci maddesindeki sınırlamaların aşılıp aşılmadığı İİK'nın 264'üncü maddesi çerçevesinde yapılacak incelemede ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davası sırasında değerlendirilerek sonuçlandırılacaktır, Öte yandan muacceliyet, öz olarak alacaklının alacağını talep etme yetkisini ifade etmekte olup, kural olarak her borç doğduğu anda muacceldir (BK,m.74 vd.)
Somut olayda, uyuşmazlık konusu genel kredi sözleşmelerinin 29/f maddesinde "... Bankanın gerek göreceği herhangi bir nedenle hesabın kesilmesi hâlinde kredi borcunun tamamı muaccel olur ve müşteri borç bakiyesini ilk talepte de herhangi bir itirazda bulunmaksızın nakden ve Banka dilerse hesaben ödemeyi kabul eder," hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm uyarınca Banka tarafından hesabın kat'ına dair ihtarnameler keşide edilerek borçlulara gönderilmiştir. Mahkemece yukarıda açıklanan hukukî esaslar çerçevesinde ihtiyati haciz talebinin değerlendirilerek varılacak uygun sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ihtiyati haciz isteyen vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|