Mesajı Okuyun
Old 24-06-2011, 13:02   #3
avfatih

 
Varsayılan

Yücel Bey şöyle bir karar var...

T.C
Yargıtay 3.Hukuk Dairesi

E.2005/3595
K.2005/4113

Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davacı vekili, 22.5.2004 tarihinde açtığı iş bu davada; davalının 2003 yılında Merzifon`a tayin edildiğini, müvekkilinin Ankara-Etlik Lisesinde öğretmen olduğunu, davalının önceleri arada bir geldiğini, 30.11.2003 tarihinden bu yana da Ankara`daki evine hiç gelmediğini beyanla müşterek çocukları Sefa ve Osman için toplam 450.000.000 lira nafaka bağlamasını talep ve dava etmiştir.

Davalı, davacının ayrı yaşama hakkı olmadığını, Merzifon Asliye Hukuk Mahkemesinde terke dayalı boşanma davası açtığını, ( 12.8.2004 tarihinde ) bu dosyanın boşanma dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir.

Mahkemece hukuki ve fiili irtibat nedeniyle dosyaların birleştirilmesine, mahkemenin esasının bu şekilde kapatılarak yargılamanın Merzifon Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/291 E.sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Aralarında bağlantı bulunan iki davanın başka yer mahkemelerinde açılmış olması halinde, davaların birleştirilmesi talebi; ancak ilk itiraz olarak ileri sürülebilir. Yani ( ikinci davada ) davalı, kendisine karşı açılmış olan davanın, başka bir mahkemede görülmekte olan bir dava ile bağlantılı bulunduğunu ve bu nedenle iki davanın birleştirilmesi gerektiğini, ikinci davanın açıldığı mahkeme önünde ancak ilk itiraz olarak ileri sürebilir. ( HUMK.m 187/5, m.45/II ) İkinci davanın davalısı, ilk itiraz olarak davaların birleştirilmesini istemezse, artık bu iki davanın birleştirilmesi mümkün değildir.

Somut olayda, birleştirme talebi ikinci davada değil, ilk açılan davada istenilmiştir.

O halde, mahkemece; usulüne uygun birleştirme talebi bulunmadığından; talebin reddi ile davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde davaların birleştirilmesine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.04.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.