Mesajı Okuyun
Old 23-06-2011, 13:59   #4
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Güveni kötüye kullanma (YÜR. TAR.: 01.06.2005)

MADDE 155 - (1) Başkasına ait olup da, (EKLENMİŞ İBARE RGT: 08.07.2005 RG NO: 25869 KANUN NO: 5377/17) muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyetliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılır. (SULH CEZA MAHK.)

(2) Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adli para cezasına hükmolunur. (ASLİYE CEZA MAHK.)

T.C. YARGITAY
11.Ceza Dairesi

Esas: 2008/8690
Karar: 2009/7566
Karar Tarihi: 15.06.2009

ÖZET: Olayda, serbest muhasebeci olan sanığın şikayetçinin vergi borcunu maliyeye yatırılmak üzere aldığı paraları yatırmayarak özel işlerinde kullandığının iddia ve kabul olunması karşısında eyleminin görevi ile ilgisi bulunmayıp, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’ nun ilgili maddesindeki <emniyeti suiistimal> suçunu oluşturacağı gözetilmeden hüküm kurulması yasaya aykırıdır.

(5237 S. K. m. 43, 50, 52, 62, 155, 168) (765 S. K. m. 508) (3568 S. K. m. 2)

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan sanık F. Y.'ın yapılan yargılaması sonunda: mahkumiyetine dair Sarıkamış Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 14.10.2003 gün ve 2002/96 Esas 2003/263 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi üst C.Savcısı tarafından istenilmesi üzerine. Yargıtay C. Başsavcılığının 04.07.2005 gün 11-2003/202977 sayılı yazısı ile 5320 Sayılı Yasanın 8/2 maddesi gereğince. 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 ve 5252 sayılı yasalar yönünden yeniden değerlendirilmek üzere iadesinden sonra duruşma açılarak yapılan yargılama sonunda 5237 Sayılı TCKnun 155/2, 43, 168/2, 62, 50, 52. maddeleri gereğince mahkumiyetine dair 09.12.2005 gün ve 2005/294 Esas 2005/551 Karar sayılı hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığının onama isteyen 06.05.2008 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği görüşüldü;

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine ancak

Serbest Muhasebecilerin 3568 Sayılı Kanunun 2. maddesinde belirtilen görevleri arasında vergi borcu yatırmak olmadığı ayıca Türkiye Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği'nin Mecburi Meslek Kararlarına ilişkin 26.01.1996 tarihli Resmi gazetede yayınlanan 1996/1 sayılı genelgesinin 1. maddesinde yer alan <meslek mensupları müşteri adına üçüncü kişilere ödeme yapmak üzere her ne isim altında olursa olsun mali değerler alamazlar> şeklindeki hükmüne göre serbest muhasebeci olan sanığın şikayetçinin vergi borcunu maliyeye yatırılmak üzere aldığı paraları yatırmayarak özel işlerinde kullandığının iddia ve kabul olunması karşısında eyleminin görevi ile ilgisi bulunmayıp, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCY. nun 508. maddesindeki <emniyeti suiistimal> suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı,

Sonuç: Yasaya aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 15.06.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı


Faydalı Olması Dileğiyle...