Mesajı Okuyun
Old 21-06-2011, 15:09   #2
Burak Ülker

 
Varsayılan

C) AİHM Başvuru Prosedürü

Başvurunun AİHS m. 34 ve İçtüzük m.47 uyarınca Mahkeme Yazı işleri Müdürlüğü tarafından hazırlanan başvuru formu ile yapılması gerekmektedir. Bu başvurular Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğü bu başvuruları kayda alır. Başvuru formu mümkünse Mahkemenin resmi dili olan İngilizce veya Fransızca dillerinde yapılmalıdır.82 Fakat başvurunun kabul edilebilirlik aşamasına kadar olan zaman içinde devletler başvurularda sözleşmeci devletin resmi dilini de kullanabilir. Yargılama işlemlerine Devletlerin kendi dilinde devam edebilmek için Mahkeme İçtüzüğün 34/5 Maddesi uyarınca Daire Başkanın'ndan talepte bulunulmalıdır. Başvuru hiçbir harca tabi değildir. Davanın Kaybedilmesi durumunda davalarının masraflarını ödemek söz konusu değildir.83
Başvurular Mahkeme başkanına yapılır. Devlet başvurularında Mahkeme başkanı bu başvuruyu davalı devlete tebliğ eder. Bireysel başvurularda ise başkan başvuruyu iş yükü ve ulusal yargıcın bulunduğu bölümü de dikkate alarak dava dairelerinden birine gönderir.

D) AİHM Yargılaması

Her bireysel başvuru bir Bölüme verilir ve Bölüm başkanı bir raportör atar. Başvurunun ilk incelemesinden sonra, raportör bunun üç üyeli bir komite tarafından mı,yoksa Daire tarafından mı inceleneceğine karar verir. Komite, oybirliği ile, bir başvuruyu kabul edilemez bulabilir veya bu kararın başka inceleme yapılmaksızın alınabildiği durumlarda, kayıttan düşürebilir.84Bireysel başvurularda kabul edilirlik kararı komite ya da daire tarafından alınabilir.
Ancak devlet başvurularında kabul edilirlik kararında sadece daire tarafından verilir. AİHS m. 3885 kabul edilirlik kararının verilmesinden sonra olayların saptanması ve başvurunun esas açısından incelenmesi sürecine geçilir.
Mahkeme gerek duyduğu taktirde soruşturma yapar. Mahkeme soruşturma yaparken tarafların yazılı olarak sundukları görüş ve kanıtlardan yararlanır, gerektiğinde taraflardan ek bilgi ister.86Bunun yanı sıra yapılan soruşturma esnasında ilgililerin Mahkemeye gereken kolaylığı göstermeleri ve Mahkemece istenilen bilgi ve belgeleri sunma yükümlülükleri vardır.
Esas açısından incleme safhasında Mahkeme bir yandan şikayet konusu olayları incelerken öbür yandan taraflar arasındaki uyuşmazlığın dostça çözüme kavuşması için faaliyette bulunur. Ancak dostça çözüm girişiminden herhangi bir sonuç alınamazsa başvuru hakkındaki nihai karar verilir.87.Bu esasa ilişkin kararla taraf devletçe bir hak ihlalinin olup olmadığı saptanır.
Mahkeme tarafından sürdürülen yargılama faaliyetinin son safhası karar aşamasıdır. Mahkemenin davayı sonuçlandıran 3 tür kararı vardır. Bunlardan birincisi kabul edilmezlik kararıdır. Kabul edilmezlik kararı sözleşmenin 28 ve 29. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre komiteler yapılan bireysel başvurularını kabul edilemezliğine karar verebilecektir. Komitenin başlangıçta kabul edilemez bulmadığı ve dava dairesine giden başvurular hakkında yargılamanın her aşamasında kabul edilemezlik kararı verilebilecektir.
3. karar kabul edilirlik kararıdır. Ve bu karar soİkinci karar davanın düşürülmesi kararıdır. Sözleşmenin 37. maddesinde belirtilen hallerde ve dostça çözümün uygulandığı durumlarda mahkeme davanın düşürülmesi kararı verebilir.
3.AİHS m.4188'e göre başvurunun başvurucunun lehine sonlanması halinde kısaca Davalı Devletin sözleşmeyi ihlal ettiği kararlaştırıldığında; davalı devletin iç hukuku bu ihlalin düzeltilmesine izin vermiyor veya kısmen düzeltilmesine izin veriyorsa, Mahkeme gerekli gördüğü takdirde zarar gören tarafa hakkaniyete uygun bir tazminat verilmesine hükmedebilir.89
Dairenin karara varmasından üç ay içinde, davada a)sözleşme'nin yorumunu etkileyecek ciddi bir meselenin varlığı veya b)Sözleşmenin uygulanmasını tkileyecek ciddi bir meselenin varlığı, c) Genel olarak ciddi bir meselenin varlığı halinde dava temyiz mercii olarak adlandırılabilecek bir dueum söz konusuysa başvuran davayı Büyük Daire'ye daire kararının bozulması talebiyle gönderebilir.90
Eğer heyet talebi kabul ederse, Büyük Daire davayı çoğunlukla karara bağlar. Bu
karar kesin hüküm niteliğindedir. Mahkemenin bütün kesin kararları ilgili davalı devlet için zorlayıcıdır.91
Türkiye açısından, Mahekemenin kararları Bakanlar Komitesi nezaretinde uygulanır. Uygulamada Türk Hükümeti Mahkemenin kararı doğrultusunda aldığı önlemleri Bakanlar Komitesi'ne bildirecektir. Bakanlar Komitesi Türk Hükümeti tarafından adil karşılıklar ödenip ödenmediğine ilişkin olarak yönergeler çıkartmaktadır.