Mesajı Okuyun
Old 17-06-2011, 10:33   #3
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Evran KIRMIZI
Ben olsam...
Önce tapunun eski haline göre (Tapu Kütüğünün geldisinde mevcuttur) müvekkilin payının değerini tespit ettirirdim. Bildiğimiz tespit yani. Sulh veya Asliye Hukuk'ta. Daha sonra Tapu kadastro Genel Müdürlüğü ve Adalet Bakanlığı'na bir ihtarname ile tespit edilen bedeli talep ederdim. Ret cevaplarından itibaren 60 gün içinde de Ankara İdare Mahkemesi'nde her iki davalı hakkında hizmet kusuruna dayalı tam yargı davası açardım. Her ne kadara idari yargıda 1 ve 5 yıllık zamanaşımı süreleri olsa bile bu olayda uygulanmayacağı düşüncesindeyim.Ayrıca idari yargıda kısmi dava açma imkanı yoktur. Baştan söylediğim gibi, "ben olsaydım"

Üstadım hakimlerin hatalı kararlarından dolayı Adalet Bakanlığı aleyhine dava açılamayacağını, hakimden hukuki talepte bulunmaz gerekeceğini belirtmek isterim.

Diğer taraftan kamu kurum ve kuruluşları, mahkemeler tarafından verilen kararlara uymak zorundadır. Tapu Sicil müdürlüğünün mahkeme kararını uygulamaması mümkün değil. Bu durumda müdürlüğün aleyhine de hüküm alabileceğinizi düşünmüyorum.

"Ben olsaydım" hakimin hukuki sorumluluğuna gider kısmi dava açar, ispat noktasında sorun çıkmadığı takdirde ıslah ile zararımı tazminat olarak hakimden talep ederdim.