Teşekkürler sevgili Güler,
  Ben de sizin şirlerinizi beğeni ile izliyorum.
Şiir ve edebiyat,resim gibi,heykel gibi,mimari gibi,yaradılıştan gelen bir doğal yetenek isteyen branşlar.
Tabi,buna zaman, tecrübe, estetik ve yaşanmışlıkların artıları da eklendiğinde,ortaya çok daha olgunlaşmış ve oturmuş mahsüller 

  çıkıyor.
 Ben şiir yazarken, genellikle kalem kullanmıyorum.Klavyeden yazarak,
ya da o an yolda ya da herhangi bir yerde isem şayet;
cep telefonunun mesaj bölümüne taslak halinde geçerek,
evde düzenliyorum.
   Bu bir hissiyat meselesi,yazıp çizenler,edebiyat ile ilgilenenler beni anlayacaklardır.
Ne zaman? Saat kaçta? Nerede? 
Esin geleceğini planlayamadığınız için de kimi zaman,
yataktan fırlayarak karşımıza çıkan ilk  alternatife, kağıt ve kalem, klavye, daktilo her ne varsa masamızın üzerinde o anda ona  sarılarak  karaladığımız da çok olmuştur öyle değil mi?
 Ben tarz olarak, serbest vezin diyorum ısrarla.
Kendimi mısralarda özgür bulmak yaratıcılığımı tetikliyor.
Bu konuda üstad Ran'dan etkilendiğimi de yadsıyamam.
Biz birbirimizi onaylayalım  ya da eleştirebilelim ki ;
şiir adına ortaya güzellikler saçılabilsin.
Sevgiler.