|
Sn.Armağan KONYALI merhabalar. Ben soruyu cevaplarken ve HAGB kararının mı daha lehe, erteleme kararının mı daha lehe olduğu yolunda fikir yürütürken, sadece TCK 184. maddesi çerçevesinde değil, bütün suçlar için değerlendirme yaptım ve bence sanığın lehine olan kanunu uygulamak durumunda olan ceza mahkemesi, HAGB kararının daha lehe olduğu durumlarda bu hususu hatırlatmadığı için kararları Yargıtay tarafından bozulmaktadır. Eğer erteleme daha lehe olsaydı, sanığın lehine olmayan bir husus kararda tartışılmadı diye hüküm bozulmazdı kanısındayım.
Kaldı ki HAGB kararı için sanığın talebinin şart koşulması, erteleme kararının HAGB kararından daha lehe olduğunu göstermez, bu duurum, HAGB kararı verilen hallerde kararın esasına yönelik bir denetim yapılamadığı ve belkide beraat edecek olan bazı sanıkların, HAGB kararı sebebiyle beraat yönünde hüküm almasının engellenmesinden doğan hak kayıplarını önlemek için uygulamadan gelen haklı eleştiriler üzerine getirilmiştir düşüncesindeyim.
Öte yandan,TCK nun 184. maddesine göre alacağınız hapis cezası 10 ayın üstünde olma ihtimali de vardırüst sınır 5 yıl, 3. fıkradaki suçun alt sınırı da 2 yıldır. (ki sadece TCK 184 değil, TCK daki bütün suçlar için değerlendirmede bulundum özellikle hırsızlık, zimmet, rüşvet vs.suçlar )1176 sayılı yedeksubaylık kanununun8. maddesi ise, TSK dan çıkarılmayı gerektiren bir suçtan mahkum olanların yedek subay olamayacağını öngörür. TSK dan çıkarılmayı gerektiren suçlar ise,As.C.K.nun 30.maddesinde sayılmış olup, 1 yıldan fazla hapis halinde TSK dan çıkarma cezası verilebileceği gibi, bazı suçlar açısından bir gün bile hapis alınsa TSK dan çıkarma cezası verilebilecek, dolayısıyla o kişi yedek subay olamayacaktır.657 sayılı DMK nunun48. maddesine göre de 6 aydan fazla hapis cezası aldığı içiniç)(taksirli suçlar har memur olamayacak, hatta bazı suçlarda 1 gün bile ceza alsa memur olamayacaktır.Bu nedenle ben hala daha HAGB kararının objektif olarak sanık lehine olduğu konusunda ısrarcıyım.Sağlıcakla kalın.
|