06-06-2011, 12:44
|
#1
|
|
Yargılamanın yenilenmesi - Numerus clausus
Öncelikle tüm arkadaşlara iyi günler diliyorum.. karşılaştığım bir sorunla ilgili yaptığım araştırma sonucunda bir çıkar yol bulamadım bir de siz değerli meslektaşlarımın görüşlerini almak istedim..
Vatandaş (T) 8 yıl önce Almanya'ya çalışmak için gidiyor ve orada tanıştığı (A) isimli Alman vatandaşı bir bayanla evleniyor.. geçen yıl ise aralarındaki tartışmalar nedeniyle boşanmaya karar veriyorlar ve Türkiyeden iki meslektaşa karşılıklı olarak vekalet vererek boşanıyorlar. (Anlaşmalı değil) Ancak (T) nin avukatı, kendisine bu konuda bir talimat verilmediği halde, kendi ifadesi ile "bir an önce boşanmanın gerçekleşebilmesi için" boşanma gerekçelerinde gerçekte olduğundan farklı vakıalar ileri sürüyor.. Dilekçede tarafların anlaşmalı bir evlilik yaptıklarını, gerçek amacın sadece müvekkil (T) nin çalışma izni alabilmek olduğu vs. yazıyor. Bununla ilgili olarakta müvekkilin hiç tanımadığı kişileri tanık olarak göstererek bu "hikayeyi" anlattırıyor.. (Meslektaşın yaptıklarının vehameti ayrı bir tartışma konusu) Mahkeme de yargılama sonunda boşanmaya karar veriyor ve gerekçesinde de anlatılan vakıaları aynen yazıyor.. (T) nin avukatı kararı tebliğ alıyor ve temyiz etmeyerek kesinleştiriyor.. Mahkeme boşanma kararlarını resen nüfus müdürlüğüne gönderdiği için şu anda resmen boşanmış durumdalar.
(T) Geçen yaz tatil için Türkiye ye geldiğinde gerekçeli kararı avukatından alıp okuyor ve şok oluyor.. çünkü Alman makamları boşanma kararını tercümeli olarak istiyor ve anlaşmalı evlilik alman kanunlarına göre suç teşkil ettiği için (T) nin sınırdışı edilmesi söz konusu.. aynı şekilde boşandığı eşi'nin de ceza alması söz konusu..
Karar kesinleşmiş olduğu için geri dönüş sadece yargılamanın iadesi ile mümkün olabilir diye düşünüyorum.
HMUK 445: (YARGILAMANIN İADESİ)
1- Yargılama sırasında elde edilemeyen bir senet veya belgenin hükümden sonra ele geçirilmiş olması,
2- Hükme temel olan senedin sahte olduğunun sonradan anlaşılması,
3- Hükme temel olan ilamın kesin bir hükümle ortadan kalmış olması,
4- Tanıklığı hükme temel olan tanığın hükümden sonra yalan tanıklık etmeden mahkum olması,
5- Bilirkişinin kasıtlı olarak gerçeğe aykırı açıklamada bulunduğunun hükmen belirlenmesi,
6- Lehine hüküm verilen tarafın yalan yere yemin ettiğinin, kendi ikrarı veya yazılı bir delille belirlenmesi,
7- Lehine hüküm verilen tarafın başka bir hile kullanmış olması,
8- Vekil veya mümessil olmayan kimseler huzuru ile davanın görülüp hükme bağlanmış olması,
9- Davaya bakmaktan çekinmek zorunda olan bir hakim tarafından yargılama yapılmış ve hüküm verilmiş olması,
10- Tarafları, dava sebebi ve konusu aynı olan bir dava hakkında birbirine aykırı iki hükmün bulunması,
11- Taraflarca, alacaklıları veya davayı kaybedenin yerine geçenleri zarara sokacak bir hile yapılmış olması,
Yukarıda belirtilen yargılamanın yenilenmesi sebeplerini kanun; kurumun olağanüstü ve istisnai bir çare olduğu görüşünden hareketle, sınırlı olarak belirlemiş ve kıyas yolu ile değiştirilemeyeceği Öğreti ve uygulamada görüş birliği ile kabul görmektedir.
Dolayısıyla (T) nin ve (A) nın bu durumdan bir çıkış yolu bulabilmeleri mümkün gibi görünmüyor.. Benim göremediğim veya düşünemediğim hususları gören ve düşünen arkadaşlarımın görüşlerine ihtiyacım var..
|