Mesajı Okuyun
Old 05-06-2011, 22:52   #1
BALDIRAN

 
Varsayılan ölüm/görev/nedensellik bağı

Merhabalar.Müvekkil acil yardım servislerinden birinde görevlisidir ve geceyarısı merkezden gelen bir talimatla bir köyün girişindeki benzinliğin oraya çıkış yapması, yardıma ihtiyacı olanın ve yakınlarının kendisini orada karşılayacağı söylenmiştir, müvekkil 3 dakika içinde görev yerine varmış ancak kimse olmayınca durumu merkeze bildirmiştir.Bunun üzerine merkez,51.sokakta aracının ışıklı ve sesli uyarılarını açarak dolaşmasını istemiş
,müvekkil bunu da yapmış, bazı vatandaşlar pencereye çıkmış, müvekkil onlara, köyde olağan dışı bir durum, yardım isteyen bir vatandaş vs. olup olmadığını sormuş, olumsuz yanıt alınca müvekkil yardım çağrısı yapan kişi belki gelmiştir diye buluşma noktası olan bekleme yerine (benzinlğie)geri gelmiş ve merkezi arayarak yardım isteyen kişinin adını ve adresini tekrar sormuştur. Merkez yardım isteyen kişinin adını ve adresini malesef almamıştır. (aslında o kişi merkezi ararken adresini bildirmiş ama o panikle merkez adresi tam olarak almamış, kayıtlar geri dinlenememiştir) Merkez yardım isteyen kişinin kimlik bilgileri olmadığını söyleyince (bu arada merkez yardım isteyen kişinin aradığı numarayı ısrarla geri aramakta ama telefon açılmamaktadır) araçta bekleyen müvekkilim ne yapmak gerektiğini sormuş, merkez, geri dönmesini söyleyince geri dönülmüştür. Ertesi sabah,yardım isteyen kişi , evinde malesef ölü bulunmuştur. Merkezdeki görevliler ve müvekkilim hakkında ceza davası açılmıştır.Yargılamada,hakim tarafından, neden sokaktaki ışık yanan evlerin tek tek kontrol edilmediği sorusu müvekkile yöneltilmiştir. Mevzuata göre müvekkilin böyle bir görevi/yükümlülüğü yoktur. Esasen, sokakta 20 ev bulunmakta, her biri 2-3 katlı olup, yaklaşık 40-50 hane bulunmaktadır ve köy evi oldukları için evler bahçe/avlu içinde veağaçlı olduğu için sokaktan çoğu evin ışığı tam olarak görünmemektedir.Ben, müvekkilimin böyle bir görevi, yükümlülüğü olmadığı, esasen evlere baksa dahi sonucun değişmeyeceğini, yardım isteyen kişinin merkezi aramasından 3 dakika sonra olay yerine ulaşıldığını, 6 dakikadan itibaren yardım isteyen kişinin tekrar tekrar ısrarla telefonla arandığı ancak hastanın cevap vermediği/veremeyecek durumda olduğu, sokaktan defalarca siren çalarak geçildiği ancak o kişinin cama</balkona çıkamadığı (zira o dakikada çıkamayacak durumda olduğu) olayda müvekkilimin hareketi ile yardım isteyen kişinin ölümü arasında nedensellik bağının olmadığı, başka türlü davransaydı dahi neticenin değişmeyeceği, zira o dakikada neticenin gerçekleşmiş olduğu yolundadır.burada yapılması gerekenn, telefon numarasının ait olduğu adresi ilgili kurumdan sormak ve o adrese direkt kapıyı açtırarak girmektir ancak bu görev yani numaradan adresi tespit görevi araçta görevli müvekkilimin değil, merkezdekilerin görevidir. Neticeten müvekkilim adını bilmediği, adresini bilmediği, telefon numarasını bilmediği ancak yardıma ihtiyacı olduğu kesin olan birine, yardım etmediği ve ölümüne sebep olduğu iddiasıyla yargılanmaktadır. Biz ise o koşullarda gece yarısı, kim olduğunu, adresini, telefonunu bilmediği birini 1800 nufuslu köyde arayıp bulma şansının olmadığını, sokakta ise 20 ev, 40-50 hane olduğunu, gece yarısı tek tek bu evlerin kapısını çalmanın mümkün olmadığını, farz edelim ki çaldığı bir kapı açılmadığında, kasabadan çilingir getirtilip o kapının açılmasının dahi 35-40 dakikalık zaman gerektirdiğini, yardım isteyen kişinin, açılan o kapının ardında olmayabileceğini savunmaktayız. Savunma açısından katkı sunabilecek arkadaşlara teşekkür ederim.