Mesajı Okuyun
Old 31-05-2011, 15:23   #3
tiryakim

 
Varsayılan

4. Hukuk Dairesi 2003/15423 E., 2004/7187 K.

"ÖZET"

1- TARAFLARCA TAKİP EDİLMEMESİ NEDENİYLE DOSYANIN İŞLEMDEN KALDIRILMASINDAN İTİBAREN ÜÇ AY İÇİNDE YENİLENMEYEN DAVA İÇİN "DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA" İLİŞKİN KARAR VERİLMEMİŞ, YAZILMAMIŞ OLSA BİLE SÜRE BİTİMİNDE KENDİLİĞİNDEN OLUŞAN TÜM YASAL HÜKÜM VE NETİCELER BAŞKACA BİR İŞLEME BAĞLI OLMAKSIZIN YÜRÜRLÜK KAZANIR.

2- DAVANIN YENİLENMESİ İÇİN ÜÇ AYLIK HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRENİN SONU ADLİ TATİLE GELİRSE, BU SÜRE AYRICA BİR KARAR VERMEYE GEREK KALMAKSIZIN TATİLİN BİTTİĞİ GÜNDEN İTİBAREN YEDİ GÜN UZATILMIŞ KABUL EDİLİR.

"İçtihat Metni"

Davacı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili Avukat F. Serap tarafından, davalı D....... İnş, Elekt. Tic. Ltd. Şti. vd. aleyhine 10.12.2002 gününde verilen dilekçe ile izinsiz elektrik hattı kazısı nedeniyle yola verilen zararın gideriminin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın HUMK.nun 409/5. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına dair verilen 8.9.2003 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, kazı nedeniyle yüklenici davalı şirket tarafından yola verilen zararın giderimi istemine ilişkin olup takip edilmediği için açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve bu karar davacı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davanın yargılaması sırasında, duruşmanın 13.5.2003 tarihli oturumuna yalnız davacı vekili gelmiş; "davadan sonra eski hale getirme İşlemi yapılmıştır. Dava konusuz kalmıştır. Konusuz kaldığı için davayı takip etmiyoruz" demiştir. Bunun üzerine aynı oturumda alınan ara kararıyla, HUMK.nun 409. maddesi uyarınca "süresi içinde yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına" karar verilmiştir.

Yasanın anılan maddesinde öngörülen üç aylık yenileme süresi, hak düşürücü niteliktedir. Yasa gereği üç aylık süre geçince mahkemece "davanın açılmamış sayılmasına" karar verilmelidir. Anılan bu sürenin sonunda karar verilmemiş olması bu sürenin uzayacağı sonucunu doğurmaz. Diğer bir anlatımla bu süre geçtikten sonra verilen karar tarihi değil, sürenin dolduğu tarihe göre hukuki sonuçları doğurur. Bu süre geçmişse, artık davanın yenilenmesi olanağı yoktur. Ancak, her nasılsa verilmeyen karar için mahkemeden bu içerikte karar verilmesi istenebilir ve bu karar temyizi kabil olan kararlarıdır.

Somut olayda incelenen dava dosyası, 13.5.2003 tarihinde işlemden kaldırılmış ve üç aylık sürenin geçtiği düşüncesiyle 8.9.2003 tarihinde "davanın açılmamış sayılmasına" karar verilmiştir.

Bilindiği ve yukarıda da değinildiği gibi, davanın taraflarca takip edilmemesi nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmasından itibaren üç ay içinde yenilenmeyen dava için "davanın açılmamış sayılmasına" ilişkin karar verilmemiş; yazılmamış olsa bile süre bitiminde kendiliğinden oluşan tüm yasal hüküm ve neticeler başkaca bir işleme bağlı olmaksızın yürürlük kazanır. Bunun sonucu olarak, dava derdest olmaktan çıkar ve davanın zaman aşımını kesme etkisi ortadan kalkar.

Davanın yenilenmesi için üç aylık yasal ve hak düşürücü sürenin sonu adli tatile gelirse, bu süre ayrıca bir karar vermeye gerek kalmaksızın tatilin bittiği günden itibaren yedi gün uzatılmış kabul edilir (HUMK. 177. m). Olayımızda, üç aylık süre adli tatil içinde sona erdiğinden 12.9.2003 Cuma günü mesai saati sonuna kadar uzamıştır. Ancak bu tarihe kadar taraflardan hiç biri davayı yenileme isteminde bulunmamıştır. Bundan sonra mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve vekalet ücretiyle yargılama giderlerine de hükmedilmiştir.

Taraflardan hiç biri 12.9.2003 tarihine kadar (o gün dahil) davanın yenilenmesi için başvurmadıklarına; kararın da bu tarih İtibariyle hüküm ve sonuçları yasa gereği yürürlük kazanması mümkün olacağına göre kararın 8.9.2003 tarihinde verilmiş olması sonuca etkili görülmemiştir.

Bu gerekçelerle kararın onanması gerekmiştir.

Sonuç : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle (ONANMASINA) ve onama harcının temyiz edene yükletilmesine 3.6.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.