|
Katkı
Kural olarak, bir işletme nedeniyle doğan alacak işletme sahibine veya temsilcisine ödenir. Kadın veya koca, adi ortaklığı kocası veya karısı adına işletiyorsa bu durum tek başına "maddi olgu" sayılır ve her türlü delille ispatlanabilir. Ödeme işlemini ise yazılı delil ise ispatlamanız gerekir.
Yani kadının kocası adına, kocanın karısı adına temsilen hareket ettiğini her türlü delille ispatlayabilirsiniz. Ödeme işlemini ise makbuz ile.
Not: Özellikle borcu doğuran hukuki işlem veya sözleşme de aynı kadın veya koca marifetiyle icra edilmişse temsil ilişksi kabul görür.
----
B - TACİR:
I - HAKİKİ ŞAHISLAR:
1. UMUMİ OLARAK:
Madde 14 - Bir ticari işletmeyi, kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.
Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo ve sair ilan vasıtalariyle halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline kaydettirerek keyfiyeti ilan etmiş olan kimse fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır.
Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukukan var sayılmıyan diğer bir şirket adına (Ortak sıfatiyle) muamelelerde bulunan kimse, hüsnüniyet sahibi üçüncü şahıslara karşı tacir gibi mesul olur.
---
I:TEMSİLİN HÜKÜMLERİ
Madde 534 - Şirketin iktisap ettiği veya şirkete devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar şirket mukavelesi dairesinde müştereken şeriklere ait olur. Şirket mukavelesinde diğer bir hüküm bulunmadıkça bir şerikin alacaklıları haklarını ancak o şerikin tasfiyedeki hissesi üzerinde kullanabilirler. Hilafı mukavele edilmiş olmadıkça, şerikler, birlikte yahut bir mümessil vasıtasiyle üçüncü şahsa karşı deruhde etmiş oldukları borçlardan müteselsilen mes'ul olurlar.
---
G - TEMSİL
I:SALAHİYETE MÜSTENİT TEMSİL
1 - UMUMİYET İTİBARİYLE
A TEMSİLİN HÜKÜMLERİ
Madde 32 - Salahiyettar bir mümessil tarafından diğer bir kimse namına yapılan akdin alacak ve borçları, o kimseye intikal eder.
Akdi yapar iken mümessil, sıfatını bildirmediği takdirde akdin alacak ve borçları kendisine ait olur. Şukadar ki kendisiyle akdi yapan kimse, bir temsil münasebeti mevcut olduğunu halden istidlal eder yahut bunlardan biri veya diğeri ile akit icrası kendisince farksız bulunur ise akdin hakları temsil olunan kimseye ait olur.
Sair hallerde alacağın temliki yahut borcun nakli hakkında mevzu usule tevfikan muamele icrası lazımgelir.
----
B) DİĞER TİCARET VEKİLLERİ
MADDE 453 - Ticari vekil, ticari mümessil sıfatını haiz olmaksızın bir ticarethane veya fabrika veya ticari şekilde işletilen diğer bir müessese sahibi tarafından müessesenin bütün işleri veya muayyen bazı muameleri için temsile memur edilen kimsedir.
Bu salâhiyet, müessesenin mutad olan muamelelerinin cümlesine şamildir. Şu kadar ki ticari vekil kendisine sarih mezuniyet verilmedikçe istikraz edemez ve kambiyo taahhütlerinde ve muhakeme ve murafaada bulunamaz.
(Ek Fıkra: 6763 - 29.06.1956) Mağaza içinde müşterilerin kolaylıkla görebilecekleri bir yerde ve kolayca okuyabilecekleri bir şekilde aksi ilân edilmiş olmadıkça, toptan, yarı toptan veya perakende satış mağazalarının memur veya müstahdemleri, o mağazanın mûtat satış muamelelerinin hepsini yapmağa, salâhiyetli oldukları muameleler hakkındaki faturaları imzalamaya, bu mûtât muamelelerden doğan borçların yerine getirilmesine veya bunların hiç veyahut gereği gibi yerine getirilmemiş olmasına ilişkin ihtar veya diğer beyanları işletme sahibi adına yapmaya, bu mahiyetteki ihtar ve diğer beyanları ve hususiyle mûtat muamele dolayısiyle teslim edilmiş olan mallara ilişkin ayıp ihbarlarını mağaza sahibi adına kabule salâhiyetli sayılırlar; şu kadar ki, kendilerine yazi ile salâhiyet verilmiş olmadıkça mağaza dışında ve kasa memurları tâyin edilmiş ise, mağaza içinde mal parasını isteyip alamazlar. Bu kimseler, mal parasını almaya salâhiyetli bulundukları hallerde faturaları kapatmaya veya makbuz vermeye de salâhiyetlidirler.
|