Mesajı Okuyun
Old 19-05-2011, 19:52   #1
avturgayk

 
Varsayılan İki Savcının aynı olaylarda tedbirin kaldırılmasına talebe ilişkin zıt yönde karar vermesi

Öncelikle Hukuk sitemiz de hukuki konular da yapılan tartışmalar, görüş alışverişleri nedeni ile kendimi gerçekten bir hukukçu gibi hissetmemi sağladığı için ve site aracılığı ile yaşadığımız bilgi alışverişlerinde ki meslektaşlarımızın ilgi ve alakaları nedeni ile emeği geçen tüm meslektaşlarıma saygı ve sevgilerimi sunmak istiyorum. Aslında sitemize üyeliğin tüm avukatlar ve özellikle de hakim ve savcı arkadaşlarımız için zorunlu olmasını yargıda bütünlüğü sağlayacağını , aynı konu da farklı kararların verilmesine engel olacağını inancını taşıyorum. Bu hafta içinde yaşadığım bir hukuki problemi ( problem haline getiren demek daha doğru) sizinle paylaşmaz, görüşlerinizi ve önerilerinizi almaz isem gerçekten çatlayacağım. Basit bir hukuk işlemin bir savcı tarafından nasıl bir sorun ve probleme dönüştürüldüğüne ilişkin olayımıza gelmek istiyorum. Ölümlü ve yaralamalı olarak gerçekleşen 2 ayrı trafik kazası nedeni ile açılan iki hazırlık soruşturmasında ( savcıları farklıdır) her biri farklı olan sanık ve araç maliklerinin vekiliyim.Her iki savcı son derece yerinde bir kararla res’ en hareket ederek hazırlık soruşturması dosyasının açılması ile birlikte derhal 2918 S.KTK’nun 85/2. maddesi uyarınca kazaya karışan araçların trafik sicil kaydına ihtiyati tedbir şerhi koymuştur ve kanun uyarınca da koymak zorunda olduğu da bilinmelidir. ( dosyaların ,müştekilerin ,sanıkların, araç maliklerinin birbiri ile bağlantısı yok ). Ardından iki savcı iddianameleri düzenleyerek Asliye Ceza Mahkemesinde ceza davalarını açmışlardır.Her iki ceza davası sonuçlanmış, bununla birlikte suçtan zarar görenler de Hukuk mahkemelerinde maddi- manevi tazminat davalarını açmışlar ve hukuk davalarında tensip tutanağı ile birlikte davacıların talebi doğrultusunda, araçların trafik sicil kaydına ayrıca İhtiyati Tedbir yine konulmuştur. Ceza davaları sonuçlanmış (erteleme ve HAGB gibi sonuçlar) ve usulen de Erteleme kararı verilen ceza dosyasını da usulen Yargıtay’ a temyize gönderdik. Bu arada da maddi manevi tazminat davaları nedeni ile tüm zararlar da davacılara, suçtan zarar görenlere de davanın sonunda icra aşamasında hemen ödenmiş ve her iki mahkeme dosyası nedeni ile suçtan zarar gören alacaklı vekillerinden İBRANAME de alınmıştır. Buraya kadar her şey normal ve hukuka uygun. Her iki savcılığın hazırlık soruşturmasının üzerinden 2 yıl gibi uzunca da bir süre geçmiş olduğunu da özellikle söylemek istiyorum.Biz araç maliklerinin vekili olarak hazırlık aşamasında savcılıkça, talebe bağlı olmaksızın res’ en konulan şerhlerin kaldırılması için yaptığımız başvuruda , Savcılardan birisi HUKUK AÇISINDAN SON DERECE DOĞRU VE YERİNDE BİR KARARLA,henüz dilekçemizi havale ederken her hangi bir şekil de konuşma ihtiyacı dahi duymadan bilgisayarından kontrolünü yaparak 2918 sayılı yasanın 85/2. maddesi uyarınca koyduğu Tedbiri aynı kanun maddesinin son cümlesi olan “ ...1 aylık süre içinde tedbirin devamı yada kaldırılması konusunda Mahkemece alınan bir kararın getirilmemesi halinde Şerh hükümsüz sayılır..” hükmü uyarınca dilekçeye derkenar vererek Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne Şerhi kaldırılması rica olunur, yazısı ile ŞERHİ KALDIRMIŞTIR.
Sorunun baş kaynağı ikinci savcı arkadaşımız , dilekçemizi inceleyip , hiçbir hukuki dayanağı olmamasına karşın ceza dosyasını incelemek istediğini bildirmiş, kendisine dosyanın Yargıtay’ da olduğunu , gerek de olmadığını 2918 sayılı yasanın 85/2-son cümlesi nedeni ile tedbirin devamı ya da kaldırılması konusunda müşteki tarafından 1 ay için de mahkeme kararı ibraz edilmediğini bu nedenle şerhin hükümsüz sayıldığını nazikçe söylememize karşın , ceza dosyasının incelemeden karar vermeyeceğini yineleyince, bu defa müşteki vekili tarafından şerhin kaldırılması yönünde ki dilekçesi ile birlikte yeniden savcı beyin odasına gittiğimiz de yanımıza ceza dosyasının temyiz de olduğunu, gerekçeli karar örneğini de dilekçemize ekleyerek Gerekçeli karar da anlaşılacağı üzere araç üzerinde ki tedbirin devamı ya da kaldırılması konusunda bir kararın da olmadığını , bununla da yetinmeyip Hukuk mahkemesince konulan tedbirin de zarar karşılandığı, davacı/müşteki vekilinin de talebi üzerine kaldırıldığına ilişkin müzekkereyi de eklememize karşın , Sayın savcımız inanılmaz bir şekil de yetkisi olmadığı halde ( görevini de kötüye kullandığını düşündüğümü söylemek istiyorum) Ceza dosyası olmadan Tedbiri kaldırmayacağını söylediğin de , bir yandan müşteki vekili diğer yandan araç maliki/sanık vekili olarak ben birbirimize bakarak kendimizi adeta frenledik en azından makama saygısız davranmamak adına.Sanık/araç maliki vekili olarak dilekçemin reddine dair kararınızı yazmanızı istiyorum dediğim de ise Lütfen avukat bey haftaya gelin red kararını yazayım demiştir. Sayın Meslektaşlarım bu durumu müvekkilinize nasıl anlatacağınızı söyleyin de rahatlayayım. Anlar mı elbette hayır. Şimdi büyük bir zevkle red kararını bekliyorum ve ilk defa vekil olarak savcı hakkında itirazımı yapmakla yetinmeyip, görevi kötüye kullanmak, yetkisini aşarak usule ve yasaya açıkça aykırı hareket ederek müvekkilin mülkiyet, tasarruf hakkını kısıtlayarak maddi-manevi zarar vermekten şikayet edeceğim gibi şikayetin sonucuna göre ayrıca tazminat davası ikame edeceğim. Bu arada diğer savcının kararından bahsettiğimiz de ilginç şekil de her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır demeye getirerek 2918 s.KTK’ nun 85/2 .maddesinin asla yoruma ve takdire imkan vermediği aşikar iken, farklı karar verilebileceğini de ifade edecek kadar iyi bir hukukçu! Olduğunu göstermiştir bu savcı arkadaşımız. Önerilerinizi , görüşlerinizi merakla bekliyorum. Saygılarımla avturgayk.