|
|
|
|
A firması mal siparişine karşılık olmak üzere B firmasına çek keşide ediyor. (A firması lehdar) ve çek arkasında B firmasına ödeyiniz ibaresi derç ediliyor(tam ciro). B firması malları teslim etmediği gibi çeki de iade etmiyor ve bankaya ibraza sunuyor. Karşılıksız kaydı işleniyor.
Daha sonra müvekkil aleyhine icra takibi başlatılıyor,ancak icra takibi esnasında B firmasına ödeyiniz kısmı karalanıyor ve hamil gözüken C firması tarafından takip başaltılıyor. Takibe karşı şikayet yoluna başvuruluyor ve bankaya ibraz esnasında var olan tam ciro karalanarak B firmasının imza ve kaşesi olmaksızın çekin C firmasına geçtiği yani çekte yer alan ciro silsilesinin bozuk olduğu gerekçesi ile takip iptal ediliyor.
Daha sonra tarafımızca C firması aleyhine menfi tespit davası açılıyor. Gelen bilirkişi raporunda temel borç ilişkisine giriliyor ve çekin mal siparişine karşı verildiğinin ticari defterlerde başta olmak üzere tarafımızca ispat edilemediği ve bu doğrultuda da borçlu olmadığımızın tespitinin yapılamayacağı yönünde rapor hazırlanıyor.
Raporda temel borç ilişkisinin incelenmesi mantıklı mı? Çekte yer alan cironun kopuk olmasının ve dolayısıyla C'nin yetkili ve meşru hamil olmamasının göz önüne alınmaması ne derece doğru? Ayrıca, ispat yükü yetkili ve meşru hamil olmayan C firmasına ait değil mi? Alacağın varlığını ispat etmesi gerekmez mi? Bu konu ile ilgili yani ciro silsilesinin kopuk olmasından kaynaklı menfi tespit davaları konulu Yargıtay kararı aradım ama maalesef bulamadım.
İlgilenen meslektaşlarıma şimdiden teşekkürler.
|
|
 |
|
 |
|
Sayın Metin'in tespitlerine ilaveten;
Takip iptal edildikten sonra Menfi tespit davası açmanız anlamsız olmuş. Her ne kadar menfi tespit davası, maddi anlamda kesin hükmün sonuçlarını doğurduğu için dava açmanıza engel yoksa da, bence takip iptali ile amaca ulaştıktan sonra çok gereksiz olmuş.
Menfi tespit davalarında temel ilişki incelenir çünkü yukarıda da belirttiğim gibi bu tür davalar genel mahkemelerde görüldüğü için kesin hükmün sonuçlarını da doğurur. Ancak
keşideci ile C arasında bir temel ilişki olmaması gerekir. Temel ilişki kambiyo senetlerinde A ile B, B ile C arasında olabilir. Aynı kambiyo senedi bakımından A ile C arasında temel ilişki (kural olarak) olamaz.
Ya sorunuzda bir anlatım eksikliği var, ya da bilirkişi hatalı.
Not: Bilirkişinin raporunu ve davanızın detayını bilmemekle birlikte anlatımınıza göre bu aşamada davayı müracaata bırakmanız bence daha mantıklı olur. Karşı taraf da devam etmezse sorun olmaz. Devam ederse, siz de devam edersiniz davaya. Ancak bu durumda da karşı yan lehine vekalet ücreti ödemek zorunda kalabilirsiniz. En doğru kararı siz verirsiniz.
