Mesajı Okuyun
Old 11-05-2011, 10:12   #3
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

İlgili madde hükmü açıktır.

Sayın levi'nin gönderdiği Yargıtay kararında sizin sorunuzun aksi durum yani İİK m.170/4'teki durum söz konusu. Sizi ilgilendiren kısım ise İİK m.170/3 fıkrasıdır.

İİK m. 170/3 ;

"... İnkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte takip ikinci fıkraya göre durdurulmuşsa, BORÇLU sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere inkar tazminatına ve takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum edilir ve itiraz reddedilir. Borçlu menfi tespit veya istirdat davası açarsa, hükmolunan tazminatın ve para cezasının tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve davanın borçlu lehine sonuçlanması halinde daha önce hükmedilmiş olan tazminat ve para cezası kalkar."

İİK m.170/4;

"İcra mahkemesi, itirazın kabulüne karar vermesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde ALACAKLIYI senede dayanan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. Alacaklı genel mahkemede dava açarsa, para cezasının tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve bu davayı kazanırsa hakkında verilmiş olan para cezası kalkar."
  • Yani imza itirazının reddi halinde (sizin sorunuzda) maddede belirtilen diğer koşullar da mevcut ise takip borçlusu yönünden en az %40 olarak inkar tazminatına hükmolunmalıdır.
  • İmza itirazının kabulü halinde maddede belirtilen diğer koşullar da mevcut ise takip alacaklısı yönünden en az %20'lik oran söz konusu olur.