05-05-2011, 14:02
|
#9
|
|
Merhaba, Bu tartışma konusuna çok geç de olsa katılabilme imkanım oldu ve yapılan tartışmalar ve görüşlerin önemli bir kısmı "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kararının hukuki niteliği hakkında önemli eksiklerimizin olduğu yönünde.Öncelikle "HÜkmün Açıklanmasının Geri Bırakılması" kararının Mahkumiyet, Beraat gibi bir hüküm niteliği taşımadığı görüş ve yorumları kabul edilemez. Kanun maddesi ve gerekçesi çok açık ve net.Aksine Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ancak hakimin , sanık hakkında öncelikle sabit gördüğü eylemle ilgili mahkumiyete ilişkin bir hüküm kurmasını zorunlu kılmaktadır.5271 sayılı CMK nın 231/5. maddesinde belirtilen “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder” şeklindeki düzenleme ile verilen kararın herhangi bir hukuki sonuç doğurmadığı belirtilmiş olmakla birlikte buradaki “hukuki sonuç doğurmama” ibaresini genel anlamda bir hukuki sonuç doğurmaması olarak yorumlamamak gerekir zira hükmedilmesi zorunlu olan denetimli serbestlik de sanık hakkında verilen hukuki bir sonuçtur. Yasa koyucunun bu ifadeden amacı, “mahkumiyet yada beraat” şeklindeki bir hükmün yani 5271 sayılı CMK nın 223. maddesinde sayılan hükümlerden birinin sonuçlarının doğmaması olarak değerlendirilmelidir.Yani Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı , hakkında devam eden ceza yargılamasında sanık hakkında isnat edilen eylemin suç olduğu konusunda mutlaka bir mahkumiyet hükmü kurulmasını yani sanığın eylemin suç niteliğinin kesin olarak belirlenmesini zorunlu kılmaktadır. HAGB' kararının şartları da düzenlenmiştir. Özellikle tazmin şartından kastedilen zararın miktarı belli ise bu zararın tamamen karşılanması ya da belli olmayan zararlar da kısmen karşılanması mümkün ise de mağdurun bu hususta ki beyanı yeterli olabilmektedir. örnek verir isek ölümlü ya da yaralamalı trafik kazası nedeni ile açılan ceza davalarında bazen sanık ile müşteki uzlaşmakta, zararın manevi kısmı karşılanmakta ancak maddi zarara/destekten yoksun kalma tazminatı gibi ilişkin devam den hukuk mahkemesinde ki dava da maddi zararın hesaplanması ve hükmün kurulması ve zararın tazmini zaman alabileceğinden müştekinin ceza mahkemesinde ki şikayetten vazgeçme beyanı (manevi zararımızın karşılandığı, maddi zarara ilişkin ise hukuk mahkemesinde devam eden dava da henüz maddi zararın tespit edilememesi nedeni ile özel hukuka ilişkin hakların saklı tutulmasından bahsedilerek şikayetten vazgeçmeler de sanık hakkında sabıkası yok ise iyi hali de var ise Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmektedir. Böyle bir durumda sanık hakkında devam eden ceza davasında eylemin suç olduğu sabit olmuş ve kusurlu kabul edilen sanık hakkında özel hukuka ilişkin haklarımızın saklı kalmak kaydı ile şikayetten vazgeçmeler de HAGB kararı verildi diye maddi tazminat davasının red edileceği şeklinde ki yorum ve görüşler kabul edilemez ve doğru değildir. Aksine sanığın eylemi kusurlu olarak kabul edilmiş ve hakkında ceza tayinine gidilmiş ancak sadece HAGB' kararı verilmiş olması onun eyleminin suç ve kusurlu olarak kabul edildiği gerçeğini değiştirmeyecektir.H.A.G.B kararı verilirse kişi 5 yıl denetim süresine tabii tutulacak ve denetim süresi içersinde sanığın kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde mahkeme hükmü açıklayacaktır. Aslında H.A.G.B. ilişkin hükümler sanığın daha aleyhinedir. Saygılarımla avturgayk
|