27-04-2011, 09:21
|
#4
|
|
Cevaplarınız için teşekkür ederim.Konuya ilişkin olarak değişik görüşler olduğu kesin.Benim kanaatime göre de avukatın bu hükmedilen kısmı alabilmesi için mecburen icraya başvurması gerekeceği ve her ne kadar Avukatlık kanununa göre kendi alacağı olsa da bu durumun şahsi takip hakkı vermeyeceği gerekçesiyle vekalet ücretine vekalet ücreti olacağı yönünde.Ekte sunduğum kararda da benzer gerekçeyle şikayet reddedilmiş
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/10443
Karar: 2003/13138
Karar Tarihi: 05.06.2003
ÖZET: Vekalet ücreti avukata ait olup, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez ve haczedilemez. Bu durum taraf vekiline kişisel takip hakkı vermez.
(1136 S. K. m. 164)
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mercii kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı vekilince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü.
10.5.2001 tarih ve 4667 Sayılı Yasa ile değişik Avukatlık Kanunu'nun 164/son maddesi uyarınca; "dava sonunda kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez". Takip dayanağa ilamda söz konusu avukatlık ücretinin vekile değil davacı asıllara ödenmesine karar verildiği gibi, esasen, anılan hüküm vekil ile müvekkili arasındaki iç ilişkiyi düzenlemekte olup, taraf vekiline kişisel olarak takip hakkı vermez. O halde şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü isabetsizdir.
Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mercii kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428.maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 05.06.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.
|