YSK basın açıklaması:
http://www.ysk.gov.tr/ysk/docs/2011M...si21042011.pdf
Not: Bu aralar, yargıçların ya da yasal kurumların, yasal çerçevede verdikleri kararlara karşı( son zamanlarda ileri demokrasi söylemleriyle moda olan biçimde, hukuksal temeli olmayan sırf ideolojik, etnik, grupsal, şahsi, siyasi... çıkarlara ilişkin olan, ancak ülkemizin geleceği için yasalara aykırı biçimde ve bu durumları kendi çıkarları! doğrultusunda değerlendiren çoğu medya organının reyting kaygısı gibi muhtelif dürtülerle) haksız değerlendirmeler yapılmaktadır; ben naçizane deneyimli bir hukukçu olarak bu yorumlara inanın şaşıp kalıyorum; yani bu kurumlar, yasal görevleri dışına çıkarak nabza göre şerbet verip, üçüncü dünya ve hukuka dayanmayan ülkeler için kullanılan kavram olan muz cumhuriyeti ülkelerine özgü biçimde, pozitif yasal düzenlemeleri hiçe sayıp, toplumların zararına olan, temelsiz ve popülist tutum takınarak, görevlerini kötüye kullanıp reytingi! yüksek kararlar mı vermeli, yoksa mevcut yasaları mı uygulamalı?!
Bu minvalde, her zaman, her ortamda, her koşulda ve çoğu zaman terörize ettikleri asıl emellerine aykırı olan ve bu nedenle beğenmedikleri yasal uygulamalara karşı meydan okurcasına şiddete başvuranları ve destekçilerini memnun edecek kararlar mı verilmeli?!
Toplumu terörize edenlerin, terör örgütlerini arkalarına alıp, ayrıca bu terör örgütlerini varlıklarının sigortası görüp ve bunu açıkça ilan edenlerin ve demokratik hukuk devletine aykırı biçimde şiddeti siyasetin bir parçası sayanların suçu yok mu, yani kısacası hırsızın hiç mi suçu yok?
Suçlu sadece mevcut yasaları uygulayanlar mı?!
Sayın değerli hukukçu Hilmi Şeker; bu değerlendirmeler ışığında, yukarıda belirttiğim YSK'nın açıklamasında belirttiğim yasal düzenlemeleri değerlendirirseniz ve eğer siz YSK üyesi olsaydığınız, eleştirdiğiniz somut durum karşısında nasıl karar verirdiniz, nasıl karşıoy yazardınız... gibi hususları açıklarsanız çok memnun olurum...
Saygılarımla...