Mesajı Okuyun
Old 11-04-2011, 14:30   #1
mehves

 
Varsayılan Taşınmaz edinemeyen yabancı mirasçı, tapuda tescilde muvafakat gerekir mi?

Sayın meslektaşlarım;

Muris 2006 yılında vefat ediyor. Eşi İran uyruklu ve Türkiye'de taşınmaz edinme hakkı yok. Terekede taşınmaz dışında para ve başka menkuller de mevcut. Diğer mirasçılar ise Türk uyruklu...

Uzun süren veraset ilamı ve tereke tespit davalarından sonra, veraset ilamı, eşin adı da yer almak üzere 5 mirasçıya, eşe 4 pay ve diğer mirasçılara birer pay olmak üzere alınıyor.

Tereke tespit işlemleri sona eriyor ve tereke dosyası kapatılıyor.

Sıra bankalardaki paraların ve menkullerin paylaşılması ile taşınmazların satışlarına geliyor. Bankalardaki paralar ve menkuller veraset ilamındaki paylara göre mirasçılar arasında paylaştırılıyor. Ancak, daha sonra, mirasçılar taşınmazların satışı hususunda anlaşamıyorlar. Bu aşamaya kadar bizim avukat olarak düşüncemiz, terekede yer alan taşınmazların da satılarak paraya çevrilmesi ve bütün terekenin değeri üzerinden paylaşımların yapılması şeklinde idi. Bu amaçla işlemler devam ediyordu. Bu aşamada ise, mirasçılardan bir tanesinin ( yada vekilinin ) aklına bir "cinlik" gelmiş. Derler ki, biz taşınmazları, yabancı uyruklu mirasçının haberi olmadan kendi adımıza tescil ettirelim. Nasılsa veraset ilamında bu kişinin taşınmaz edinemeyeceği şerh düşülmüş. Tapu bu veraset ilamı ile işlem yapar ( bir tapu sicil ile görüşülmüş ve tescil yapabileceklerini söylemişler ) diyorlar.

Ben öncelikle etik olarak karşı çıkıyorum diğer mirasçıların böyle bir yaklaşıma girmelerine. Ancak hukuki olarak da bunun yapılmasının mümkün olabilip olamayacağına emin olamadım. Şöyle ki, tereke sadece taşınmaz mallardan oluşmuyor. Öncelikle, yabancı mirasçı her ne kadar taşınmaz mal edinemese de, bu kişi mirasçı olabileceğine göre, terekeden kendi payına düşeni alabilmesi gerekmektedir. Bu da ya menkullerden bu kişinin payının ödenmesini gerektirir, ki bu durumda bu mirasçı tapuda diğer mirasçılar adına tescil sırasında en azından bir muvafakatname vermelidir, ya da mirasçıların bir miras taksim sözleşmesi yaparak paylaşımı gerçekleştirmeleri ve bu şekilde tapuya tescil ettirmeleri gerekir... diye düşünüyorum.

Böyle bir durumda, tapunun bir muvafakat veya miras taksim sözleşmesi aramadan diğer mirasçılar adına tapuda tescil yapması demek, yabancı mirasçının mirasçılığının fiilen ortadan kaldırılması demek olmuyor mu? Ama bu kişi yasal olarak mirasçı olma hakkına sahip ve veraset ilamında da ismi bulunmakta. Bu durumda, bana en doğru gelen yol, izaleyi şüyu suretiyle taşınmazların satışı ve mirasçıların payları oranında paylaşımıdır.

Yargıtay kararlarında, taşınmaz edinemeyecek yabancılarla ilgili kararlar buldum ama terekedeki paylarını ne şekilde alacakları konusunda bir emsal bulamıyorum. Bana bu konuda yardımcı olabilecek bir meslektaşım var mıdır?

İyi çalışmalar dilerim.