Mesajı Okuyun
Old 05-04-2011, 09:30   #2
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan asya
Müvekkil 35 yıldır devam ettirdiği evlilik birlikteliğini sonlandırma kararı veriyor. Bu kararın dayanağında da fotoğraf ve tanıklarla da ispatlanmış aldatma ve kötü muamele hususu bulunmaktadır. Evlilik birlikteliği içinde ve 01/01/2002 tarihden sonra alınmış ve davalının mülkiyeti altında bir çok gayrimenkul vardır. Taraflar arasındaki mal rejimi ; edinilmiş mallara katılma rejimidir. Tarafımızca boşanma ,tasfiye alacağı , katkı payı alacağı talebiyle dava açıldı. Mahkemece henüz boşanma kararı verilmemiş olup , edinilmiş malların tasfiyesi aşamasına geçilmemiştir. Gayrimenkuller hakkında ihtiyati tedbir talebimiz kabul edilerek , tapu kayıtlarına şerh düşüldü . Ancak davanın konusu açısından gayrimenkulün aynı ile ilgili olmayıp alacak hakkını teminen verilmiş bir ihtiyati tedbir kararı bulunması sebebiyle , davalının kendini muvazaalı olarak borçlandırması ve gayrimenkulleri satış aşamasına getirmesi halinde müvekkilin alacağı , sıra cetveline konulamayacak tedbir kararı sonuca etkili olamayacaktır. Davalının muvazalı olarak kendini borçlandırması ve bunun ispatında bu değer katkı payına eklenecektir ama malesef dava sonuna kadar davalıya ait hiçbir malvarlığı değeri kalmayacaktır. Bu durumda ; tek yol davanın semeresiz bırakılmasını seyredip akabinde tasarrufun iptali davası mı açmaktır? Bu durumu engelleyebileceğimiz bir usul veya Mahkemeden isteyebileceğimiz bir tedbir kararı şekli mevcut mudur?
Sitede bu konuya benzer açılmış tüm başlıkları taramama ve ilgili mevzuatı incelememe rağmen sonuç bulamadım .
Sorumu yanıtlamak için vakit ayıran meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim.

Sayın meslektaşım,
Kanun içeriğinden hareketle sonuca varmanız mümkün görünüyor.

Madde 218- Edinilmiş mallara katılma rejimi, edinilmiş mallar ile eşlerden her birinin kişisel mallarını kapsar.

Madde 268- Eşlerden her biri, aşağıdaki borçlardan kişisel malları ve ortaklık mallarıyla sorumludur:
1. Evlilik birliğini temsil veya ortaklık mallarını yönetme yetkisine dayanarak yapılan borçlardan,
2. Ortaklık mallarını veya ortaklık mallarına giren gelirleri kullanarak bir meslek veya sanatın icra edilmesi nedeniyle yapılan borçlardan,
3. Diğer eş için de kişisel sorumluluk doğuran borçlardan,
4. Kişisel mal yanında ortaklık mallarının da sorumlu olacağı hususunda eşlerin üçüncü kişilerle anlaşarak yaptığı borçlardan.

Madde 269- Her eş, diğer bütün borçlardan kendi kişisel mallarıyla ve ortaklık mallarının değerinin yarısı kadarıyla sorumlu tutulur.

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2005/19617 Karar No: 2005/23888 Tarih:02.12.2005 “haciz konulan taşınmazın MK.nun 218 ve sonraki maddelerinde düzenlenen ve edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında bulunup bulunmadığı, ya da eşlerin kendi kişisel malları ile diğer eşin borçlarından dolayı MK.nun 269. maddesi gereğince sorumlu olabileceği miktarın saptanması hususları ancak genel mahkemenin vereceği bir kararla belirlenebilecektir.