Mesajı Okuyun
Old 30-03-2011, 15:37   #12
Av.Özlem Ay Bilgin

 
Varsayılan

*Ceza yargılaması =Temyiz (Ceza davalarında Temyiz tabelinin reddi ile yani ONAMA kararı ile karar kesinleşir)
*Hukuk yargılaması =Karar Düzeltme
*İdari yargılama =Karar Düzeltme
Olağanüstü kanun yollarını tüketmek kural olarak gerekmez.
AİHM pek çok kararında , hukuk davalarında karar düzeltmenin etkili bir iç hukuk yolu olduğunu belirterek 6 aylık başvuru süresinin karar düzeltme talebinin reddine dair kararın tebliği tarihinden başlayacağını öngörmüştür.
Ancak HUMK.da karar düzeltmenin reddi kararlarının tebliği diye bir usul bulunmadığından, çoğunlukla kararlar tebliğ edilmemektedir.
Türkiye'de hukuk davaları temyiz ve karar düzeltme aşamalarından sonra kesinleşmektedir.İdari yargıda görülen davalarda da benzer süreçler işlemektedir.Karar düzeltme Türk Hukuku açısından sonuç alma olanağı bulunan bir yasa yoludur.Aksi halde Hükümet'in sunabileceği pek çok örnek Yargıtay ve Danıştay kararları gözetilerek yöntemsel açıdan şartları oluşmayan başvurular reddedilebilir. "Sorularla AİHS, Güney Dinç, TBB, MAyıs 2006, sy. 38)
Uygulamadaki bu tebliğ eksikliğini kullanmak isteyen pek çok vatandaşımız aradan uzun yıllar geçmesine rağmen tebliğ edilmemiş kararları tebliğ ettirmek suretiyle AİHM'ye başvurmuş ve bu durum mahkemece hakkın kötüye kullanılması olarak nitelendirildiğinden yakın tarihli kararlarında, kararın verildiği tarihi esas almaya başlamıştır.
Bu arada Av.AK. meslektaşımızın belirttiği gibi iç hukuk yollarının etkili olmadığı durumlarda, iç hukuk yollarının tümünün tüketilmesi beklenmeden AHİM'e başvuru yapmak da mümkündür. Tabii bunu her olayın somut özelliğine göre değerlendirmek gerekir.