Mesajı Okuyun
Old 28-03-2011, 13:52   #4
Burak Ülker

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/21304
K. 2010/18191
T. 14.6.2010
� KAPICILARIN ÇALIŞMASI ( Kıdem ve İhbar Tazminatı - Kapıcıya Görevi Nedeniyle Konut Verilmesi 4857 S. Kanun Döneminde Zorunlu Değilse de Verilmiş Olan Konut İçin İş Sözleşmesinin Devamı Süresince Kira İstenemeyeceği )
KALORİFERİN YAKILMASI İŞİ ( Kapıcının Kira Ödemelerinin Oturması ve Karşılığında Kapıcılık Hizmetlerini Görmesi Biçiminde Bir İş Sözleşmesi Yapıldığında İşverenin Ücret Ödeme Yükümlüğünün Ortadan Kalkmayacağı )
� KAPICIYA GÖREVİ NEDENİYLE KONUT VERİLMESİ ( 4857 S. Kanun Döneminde Zorunlu Değilse de Verilmiş Olan Konut İçin İş Sözleşmesinin Devamı Süresince Kira İstenemeyeceği )
� YÖNETİCİNİN ÜCRET ÖDEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ ( Kapıcının Kira Ödemelerinin Oturması ve Karşılığında Kapıcılık Hizmetlerini Görmesi Biçiminde Bir İş Sözleşmesi Yapıldığında İşverenin Ücret Ödeme Yükümlüğünün Ortadan Kalkmayacağı )
4857/m.110
1086/m.74

ÖZET : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret, yol parası, ikramiye alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Kapıcıya görevi nedeniyle konut verilmesi 4857 Sayılı Kanun döneminde zorunlu değilse de, verilmiş olan konut için iş sözleşmesinin devamı süresince kira istenemez. Kira bedeli ücrete sayılamaz. Kapıcının kira ödemelerinin oturması ve karşılığında kapıcılık hizmetlerini görmesi biçiminde bir iş sözleşmesi yapıldığında, işverenin ücret ödeme yükümlüğü ortadan kalkmaz.

DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret, yol parası, ikramiye alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme isteği kısmen hüküm altına alınmıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukat tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup, düşünüldü:

KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- İşyerinde kapıcı kaloriferci olarak çalışan davacı işçi ile davalı arasında davaya konu işçilik alacaklarına hak kazanılıp kazanılmadığı konularında uyuşmazlık söz konusudur.

Kapıcılık hizmetlerinin diğer işlere göre bir farklılık gösterdiği bilinmektedir. Bu nedenle 1475 Sayılı Yasa�da olduğu gibi, 4857 sayılı İş Kanunu�nun 110. maddesinde de konut kapıcıları ayrı bir madde ile düzenlenmiştir. Kapıcılık hizmetlerinin esasları ve kapıcı konutlarından faydalanma şekil ve şartlarının da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı�nca çıkarılacak bir yönetmelikle belirleneceği Kanunda öngörülmüştür.

Konut Kapıcıları Yönetmeliği�nin 3. maddesinde kapıcı, ana taşınmazın bakımı, korunması, küçük çaptaki onarımı, ortak yerlerin ve döşemelerin bakımı, temizliği, bağımsız bölümlerde oturanların çarşı işlerinin görülmesi, güvenliklerinin sağlanması, kaloriferin yakılması ve bahçenin düzenlenmesi ve bakımı ve benzeri hizmetleri gören kişi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddede, işveren ise konutun maliki ve ortakları olarak açıklanmıştır. Kamu kurumlarına ait lojman işyerlerinde ana taşınmazın maliki, ilgili kamu kurumudur.

Yönetici ise konutun maliki ya da kat malikleri adına hareket eden kişidir. Yönetici, Kat Mülkiyeti Kanunu�na göre seçilir ve görevlerini ifa eder.

Yönetmelikte işyeri, kapıcının çalıştığı konut ile bağımsız bölüm, ortak yerler, eklenti ve tesislerin tümü olarak ifade edilmiştir.

Kapıcıyı işe alma konusunda yönetici yetkili kılınmıştır. Kaloriferli konutlarda kapıcının ateşçi belgesini haiz olması gerekir.

Yönetmeliğin 4/a maddesine göre, yöneticinin iş ya da toplu iş sözleşmesi yapması için işverenin yazılı olarak yetki vermesi gerekir. Buna rağmen, yazılı yetki olmadığı durumlarda kapıcı ile yönetici arasındaki sözleşmenin geçersiz olacağını söylemek doğru olmaz. Konutun mailiki ya da ortaklarının yazılı yetki vermedikleri halde kapıcılık hizmetlerinden yararlanmaları kapıcılık sözleşmesine onay verildiği anlamındadır.

Kapıcı ile binanın sahibi ya da Kat Malikleri Kurulu arasında yapılmış olan iş sözleşmesinin tam süreli ya da kısmi süreli olarak yürürlüğe konulması mümkündür. Özellikle bağımsız bölüm sayısının az ve eklentiler ile ortak alanların da yoğun bir iş hacmini gerektirmeyecek durumda olduğu hallerde, kapıcının günlük 7,5 saat ve haftalık 45 saat olağan mesaiye göre daha az sürelerle çalıştırılması imkan dahilindedir. Kısmi süreli iş sözleşmesi yazılı olarak yapılabileceği gibi, yazılı sözleşme bulunmayan hallerde, işyerinin özelliği ile işin niteliğine göre de kısmi çalışma olgusunun kanıtlanması mümkündür.

Konut kapıcıları bakımından işyerinden fazla çalışma yapılıp yapılmadığı konularında işyerinin bağımsız bölüm sayısı, ortak yerler ile eklentilerin özelliği belirleyici olacaktır.

Yönetici, İş Kanunu�nun ve Yönetmeliğin uygulanması yönüyle işveren temsilcisidir. İş Hukuku anlamında ortaya çıkabilecek idari ve yargısal uyuşmazlıklarda yönetici işvereni temsil eder. Böyle olunca kapıcının işveren hakkında açabileceği davanın kat malik ya da maliklerine karşı açılması gerekse de, Yönetmelikten doğan bu temsil yetkisine göre davanın doğrudan yönetici hakkında kurulması doğru olmaz. Mahkemece kat malik ya da malikleri adına yönetici hakkında karar verilmesi gerekir. Zira Yönetmeliğin 4/d maddesine göre yöneticinin ana taşınmazda üstlendiği görevleri itibarıyla kat maliki ya da maliklerinden tahsil ederek kapıcının İş Kanunu�ndan doğan haklarını ödeme yükümlülüğü vardır.

Kapıcının çalışma süresi ve ara dinlenmesi, ücretinin ödenmesi, hafta tatili bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmesi, yıllık ücretli izin kullanılması gibi hususlar yönünden 4857 sayılı İş Kanunu�nun hükümlerine tabi olduğu Yönetmeliğin ilgili maddelerinde kurala bağlanmıştır. Yönetmeliğin

12. maddesinde kapıcının yıllık izin, hastalık izni veya tatil günleri sebebiyle çalışmadığı günler için yerine geçici kapıcı çalıştırabileceği hükme bağlanmıştır.

1475 sayılı İş Kanunu�nun Ek Madde 1. maddesinde kapıcı konutları için kira istenmeyeceği kuralı bulunmaktaydı. 4857 sayılı İş Kanunu'nda bu hükme yer verilmemiş, bu hususun düzenlenmesi de yönetmeliğe bırakılmıştır. Anılan yönetmeliğin 13. maddesine göre kapıcıya görevi nedeniyle konut verilmesi zorunlu değildir. Ancak, kapıcıya görevi nedeniyle konut verilmişse, konutun 3194 sayılı İmar Kanunu ve Belediye İmar Yönetmelikleri ile ön görülen asgari koşullara uygun olması gerekir.

Kapıcıya, görevi nedeniyle konut verilmesi 4857 sayılı İş Kanunu�nun uygulandığı dönemde zorunlu değilse de, verilmiş olan konut için iş sözleşmesinin devamı süresince kira istenemeyeceği de yine yönetmelikte düzenlenmiştir. O halde kira bedelinin ücrete sayılması da mümkün olmaz. Bu anlamda kapıcının kira ödemeksizin oturması ve karşılığında kapıcılık hizmetlerini görmesi şeklinde bir iş sözleşmesi yapıldığında, işverenin ücret ödeme yükümlülüğü ortadan kalkmış sayılamaz. Kapıcı ile kira kontratı yapılmış olması da bu sonucu değiştirmez. ( Yargıtay 9. HD 03.11.2008 gün 2007/30359 E, 2008/29735 K )

Kapıcının su, elektrik, ısınma ve sıcak su giderlerine kısmen ya da tamamen katılıp katılamayacağının sözleşme ile belirleneceği de Konut Kapıcıları Yönetmeliği�nde ifadesini bulmuştur. Buna göre taraflar, kapıcının anılan giderlere katılması ya da katılmaması hususunu serbestçe kararlaştırabilirler.

Somut olayda davacının doğalgazla, 20 daireli bir apartmanda çalıştığı anlaşılmaktadır. SSK müfettişine verdiği ifade de burada çalışırken bir dönem başka bir yerde gece bekçiliği yaptığını da belirtmiştir. Böyle olunca davalı iş yerinde kısmı süreli çalıştığı anlaşıldığından, yaptığı işlere göre kısmı çalışmasının günde kaç saat sürdüğü tespit edilip, bu çalışmaya isabet eden ücreti belirlenerek kabulüne karar verilen alacak bu miktar üzerinden hesaplanması gerekirken yazılı şekilde tam süreli çalıştığının kabul edilmesi hatalıdır.

3- Davacı dava dilekçesinde fesih tarihini belirtmemiş ancak akdi feshedilince iş müfettişine başvurduğunu belirtmiştir. İş müfettişine başvuru tarihi 23.05.2003 olduğu halde iş sözleşmesinin 30.06.2003 tarihinde sona erdiği kabul edilerek yapılan hesaplama HUMK�nun 74. maddesine aykırıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verild