Mesajı Okuyun
Old 23-03-2011, 00:14   #8
Av.Dursun KARACA

 
Varsayılan

HD 11 <> E: 2003/6605 <> K: 2004/2358 <> T: 09.03.2004

* SİGORTA
* DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI
* ISLAH
* YARGILAMA GİDERLERİNDEN SORUMLULUK
* HAKİMİN TALEPLE BAĞLILIĞI

1- 04.02.1998 tarih 1994/10 Esas- 1948/3 Karar nolu İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, bozmadan sonra "ıslah" ın mümkün değildir.

2- Zorunlu trafik sigortasında sigortacı, işletenin aynı yasanın 85/1. maddesinde öngörülen hukuki sorumluluğunu, 2918 s. KTK.nun 91. maddesi hükmü gereğince üzerine almış bulunmaktadır. Anılan maddeye göre, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına sebep olursa işletenin bu zarardan sorumlu olacağı hükme bağlanmış bulunmaktadır. Sigortacının, bu kapsamdaki sorumluluğunu sınırlayan aynı yasanın 92. maddesinde araç sürücüsünün bu kapsamın dışında kaldığına ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi, sigorta poliçesi genel şartlarında da bu yolda bir sınırlama getirilmemiştir. O halde sürücünün kazası nedeniyle sigortacının sorumluluğu ilke olarak benimsenmelidir.

(1086 s. HUMK. m. 74, 83, 84, 417) (2918 s. Trafik K. m. 85, 91, 92) (818 s. BK. m. 45)

Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 2.Ticaret Mahkemesi´nce verilen 26.02.2003 tarih ve 2002/71 - 2003/86 sayılı kararın Yargıtay´ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Muktedir Lale tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacılar vekili, asıl davada müvekkillerinden Aysel Bin kullandığı ve dava dışı kişiye ait olup ta davalılardan E Sigorta A.Ş.ye trafik sigortalı araçta diğer davalının trafik sigortacısı bulunduğu aracın çarpışması sonucu müvekkillerinden Aysel ve Mesut B´in iki ortak çocuğu ile diğer müvekkillerinin eşi ve babası olan Behlül B´in öldüğünü bildirerek, araç hasar bedeli 500.000.000.-TL.nın davalılardan A Sigorta A.Ş.´den, şimdilik 4.000.000.000.-TL destekten yoksun kalma tazminatının da her iki davalıdan, birleştirilen davada ise, 3.998.439.347.-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren, ıslah dilekçesi ile de 1.708.847.853.-TL ek tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalılardan A Sigorta A.Ş. vekili, asıl ve birleşen davada poliçe teminat kapsamına göre, bedeni teminat limitlerinin 3.000.000.000.-TL ile sınırlı olduğunu, ıslah dilekçesi ile talep edilen tazminatın zamanaşımına uğradığını savunmuştur.

Davaya yanıt süresinden sonra dilekçe veren diğer davalı vekili, istenilen tazminatın fahiş olduğunu, hasar tazminatının ise ödendiğini savunmuştur.

Mahkemece, yargılama aşamasında ödenen hasar tazminatı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, asıl davanın tamamen, birleşen davanın ise kısmen kabulü ile toplam 7.280.465.400.-TL.nın temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile bir kısım davacılara verilmesine dair tesis edilen hüküm, Dairemiz´ce bozulmuş, bozmaya uyulmuş, asıl davanın tamamen birleşen davanın kısmen kabulüne, ıslah yolu ile talep edilen tazminatın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiştir.

Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve 04.02.1998 tarih 1994/10 Esas- 1948/3 Karar nolu İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, bozmadan sonra "ıslah" ın mümkün bulunmamasına göre, ıslah ile artırılan istemin sırf bu gerekçe ile reddi gerekirken, aynı sonuca yazılı gerekçe ile varılması isabetsiz ise de, sonucu itibariyle bu talebin reddinin doğru olması karşısında, davacı vekilinin tüm temyiz itirazının reddi gerekmiştir.

2-Davalılardan E Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz itirazına gelince; dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davalılardan E Sigorta A.Ş., davacılardan Aysel´in kullandığı aracın trafik sigortacısıdır.

Zorunlu trafik sigortasında sigortacı, işletenin aynı yasanın 85/1 maddesinde öngörülen hukuki sorumluluğunu, 2918 sayılı KTK.nun 91 nci maddesi hükmü gereğince üzerine almış bulunmaktadır. Anılan maddeye göre, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına sebep olursa işletenin bu zarardan sorumlu olacağı hükme bağlanmış bulunmaktadır. Sigortacının, bu kapsamdaki sorumluluğunu sınırlayan aynı yasanın 92 nci maddesinde araç sürücüsünün bu kapsamın dışında kaldığına ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi, sigorta poliçesi genel şartlarında da bu yolda bir sınırlama getirilmemiştir. O halde sürücünün kazası nedeniyle sigortacının sorumluluğu ilke olarak benimsenmelidir.

Esasen, doktrinde de sürücü ve yardımcılarının işletene karşı tazminat isteminde bulunabilecekleri, dolayısıyla onun sigortacısından sorumlu olması gerektiği kabul edilmektedir. (Bkz.Dr.S.Arkan, Sigorta Hukuku Dergisi, C.I, Sayı 3-4, Sh.268, Ç.Aşçıoğlu , Trafik Kazalarında Hukuki Sorumluluk ve Tazminat Davaları, Ank.1989, Sh.86 vd.)

Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus, sürücünün kendi kusurundan yararlanmaması gerektiğidir.

Somut olayda, davacılardan sürücü Aysel´in % 25 olan kusuru kadar davalılardan E Sigorta A.Ş. bu aracın hukuki sorumluluğunu üstlenmiş olup, Aysel´in kendi kusurundan, yararlanamayacağı gözetilerek, bu davanın bu davalı E Sigorta A.Ş.ne karşı olan davasının reddi gerekirken, kabulü doğru olmamıştır.

Öte yandan, davacılardan Aysel dışında kalan diğer davacılar bakımından, bu davalı sigortanın % 25 sürücü kusuru kadar sorumlu olduğu gözetilerek, buna göre hüküm tesisi gerekirken, yazılı şekilde fazla miktar üzerinden hüküm kurulması doğru olmamıştır.

Bundan başka, hükmedilen meblağ Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçe limitini geçmediğinden bu poliçe genel şartlarının 12/4 ncü maddesi hükmü koşulları oluşmamış olup, yargılama giderlerinin belirlenmesi ve hükmedilmesinde HUMK.nun 417 nci maddesi hükmünün gözetilmemesi de keza isabetli olmamıştır.

Ayrıca, reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihindeki yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacılar aleyhine nisbi vekalet ücertine hükmedilmemesi doğru görülmemiştir.

3-Davalılardan A Anonim Türk Sigorta Şirketi vekilinin temyizine gelince; davalı sigorta şirketinin ölen her kişi için azami teminat limiti 3.000.000.000.-TL ile sınırlı olmasına rağmen, davacılardan Halide için 3.086.790.198.-TL ile sorumlu tutulması, ayrıca reddedilen miktar üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmemesi de keza isabetli olmamıştır.

SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı E Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu davalı, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı A Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu davalı yararına BOZULMASINA, istek halinde aşağıda yazılı harcın temyiz eden davacıya iadesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 09.03.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak: Corpus