Mesajı Okuyun
Old 18-03-2011, 14:24   #18
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Mutlu Katkı,

Ben de şöyle bir şey buldum. Çok eski 2.daire o zaman miras davalarına bakıyormuş hatta ))

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi

Esas: 1975/7766
Karar: 1975/9485
Karar Tarihi: 11.12.1975


Dava: Mustafa ve Hasan ile İsmet ve Kamil arasındaki tenkis davasının yapılan muhakemesi sonunda davanın reddine dair verilen hükmün temyizen tetkiki davacılar tarafından istenilmekle dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Davacı, Asliye Hukuk Mahkemesinde tenkis davası açmış, değer yönünden görevsizlik kararı verilmiş, görevsizlik kararı henüz kesinleşmeden Sulh Hukuk Mahkemesine başvurmuş, davalı derdestlik itirazında bulunmuş, Sulh Mahkemesince itiraz yerinde görülerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, bu karar temyiz edilmemek suretiyle kesinleşmiş, daha sonra davacı vekili açmış, davalı zamanaşımı ileri sürmüş, mahkemece dava, zamanaşımı sebebiyle reddedilmiştir.

Gerçekten dava, zamanaşımını kesen sebeplerdendir. Dava devam ettiği sürece tarafların yargılama ile ilgili işlemi ve hakimin tüm emir ve kararları ile zamanaşımı kesilir. Yeniden işlemeye başlar. İşleyecek zamanaşımı da asıl süre kadardır. (B.K. 133, 135) Şayet açılan dava düzeltilmesi mümkün bir şekil eksikliği ile sakat ise (temsilcide hata gibi) veya zamansız (muaccel alacaklarda olduğu üzere) yahut görevsiz yada yetkisiz mahkemede açılmış ise bu nitelikteki bir dava zamanaşımı kesmez. Ancak, davanın devamı sırasında zamanaşımı süresi dolmuşsa davacı ek süreden yararlanır. (B.K. 137) İlmi ve kazai içtihatlar bu konuda sözbirliği içindedir. (Prof. Von Turh, İsviçre Borçlar Kanunu Şerhi, Ceva Edege Tercümesi, 1952, Sh. 756 - 766, Prof. S. Sulhi Tekinay, Borçlar Hukuku, 1974, Sh. 804 - 805, Prof. Kenan Tunçomağ, Borçlar Hukuku, 1972, Cilt 1. Sh. 756 - 758, Prof. A. Esat Arsebük, Borçlar Hukuku 1943, Cilt: 2, Sh. 955).

Gerekçe hüküm fıkrasına ne kadar bağlı olursa olsun kesin hüküm niteliği almaz. Kesin hüküm, hüküm fıkrasında yer alandır. (Prof. Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1975, SH. 801. Prof. İlhan Postacıoğlu, Medeni Usul Hukuku, 1975, Sh. 703, Prof. M. Reşit Belgesay, Hukuk Muhakemeleri Usulü Şerhi 1938, 237, Madde şerhi M. Çemberci, Hukuk Davalarında kesin hüküm, 1965, Sh. 20 - 27, Dr. Hayri Domaniç, Hukukda kaziyyei Muhkeme, 1964, Sh. 32 - 33, Prof. S. Şakir Ansay, Hukuk Yargılama Usulü, 1960, Sh. 368 - 369) Bir karar kesinleşince, kararın gerekçesi ve hatta hüküm fıkrası kanuna aykırı bile olsa yargılamanın iadesi yolu ile hüküm ortadan kalkmadıkça tüm sonuçları ile tarafları bağlar.

Olayda Sulh Hukuk Mahkemesince (davanın açılmamış sayılmasına) dair verilen karar kesin hüküm haline gelmiştir. Az önce açıklanan ilkeler karşısında, Mahkemenin kararı tartışılarak ve özellikle bu karar yok sayılarak zamanaşımı konusu ele alınamaz.

Olayda, Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada görevsizlik kararı verilmiş, davacı Borçlar Kanunununun 137. maddesinde öngörülen 60 günlük ek sürede usulüne uygun yeni davasını açmamıştır. Her ne kadar daha önce görevli Sulh Hukuk Mahkemesine başvurulmuş ise de, Mahkeme işbu davanın açılmamış sayılmamasına karar vermiş, hüküm kesinleşmiş, böylece davacı, görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 60 gün içinde görevli mahkemeye başvurmamış duruma düşmüştür. Davacıyı mahkeme yanıltmış olsa bile kararın usuli sonuçlarına kendisi katlanmak zorundadır. Kaldıki, temyize konu dava, sanıldığı gibi Sulh Mahkemesinde açılan bir dava olmayıp, değer yükseltilerek tekrar Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davadır. Bu yön de dikkat çekicidir.

Yukarıda açıklanan gerekçelere ve Borçlar Kanununun 133, 137 ve Hukuk usulü Muhakemeli Kanununun 237. maddeleri karşısında temyize konu davanın zamanaşımı sebebiyle reddedilmesi usul ve kanuna uygun bulunduğundan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine ve duruşma için takdir olunan bin lira vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalılara verilmesine 11/12/1975 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.